Saç Boyaları Hakkında Herşey Burada... Saç Boyası
Türleri...
Bitkisel Saç Boyaları
Bilinen en eski boyalardır. Bu amaçla
kullanılan bitkisel boyalardan en yaygın olanı kınadır. Kına, lawsonia alba,
lawsonia spinozen veya lawsonia inermis bitkisinin kurutulmuş yapraklarının toz
hâline getirilmesiyle elde edilir. Saçta kırmızı-turuncu bir renk sağlar. Kına
özellikle koyu renklere kırmızı parıltı vermesiyle çok hoş bir görüntü
yaratmaktadır. Ancak beyaz saçlarda oluşturduğu doğal olmayan renk için aynı
durum söz konusu değildir.
Kına içine metalik saç boyalarının ilave edilmesiyle
daha geniş bir renk yelpazesi elde edilebilir. Bugün sentetik kına türü ürünler
ile kumral kahverengiden sarıya kadar, değişebilen tonda saç rengi elde
edilmektedir. Genel olarak kına boyaları olarak adlandırılan bu boyalar, doğal
saç renginin daha koyu hâle getirilmesinde daha başarılı sonuçlar vermektedir.
Çivit bitkisinin kuru ve toz yapraklarından elde edilen boya, mavimsi renk tonları
verir. Bunun kına ile karışımından açık kahverengiden siyaha kadar tonlar elde
edilir. Bitkinin su ile teması sonucu asidik özellikteki renk verici
maddeler (haphthaquinone) oluşur. Diğer bitkisel boyalar, saç boyama amacıyla
çok az kullanılmaktadır.
Papatya, sumak, ceviz ve meşe kabuğu karışım oranına, yoğunluğuna ve bekleme süresine göre sarı, kahverengi ve koyu renkler verir. Bunlar içinde en bilineni, renk verici etkisi azulen maddesinden kaynaklanan papatya çiçeğidir.
Papatya, sumak, ceviz ve meşe kabuğu karışım oranına, yoğunluğuna ve bekleme süresine göre sarı, kahverengi ve koyu renkler verir. Bunlar içinde en bilineni, renk verici etkisi azulen maddesinden kaynaklanan papatya çiçeğidir.
Kınanın cilt üzerinde tahriş edici etkisi yoktur ve saçın
yapısına zarar vermez. Ayrıca tane içerikleri sayesinde saçtaki gözenekleri
sıkıştırıcı bir etkiye sahiptir. Ancak elde edilen renk tonunun sınırlı olması
ve kullanımının çok ayrıntılı olması kullanımlarını kısıtlamaktadır.
Geçici Saç Boyaları
Saçı renklendirme işlemi, asit ve
bazik yapıdaki boya taneciklerinin saç teli üzerinde birikmesi esasına dayanır.
Bu tanecikler kütikül pulcuklarından geçemeyecek kadar büyüktür. Bu nedenle
saça zarar vermez.
Tek yıkamayla kolaylıkla saçtan arındırılan boyalardır.
Geçici saç boyalarının kimyasal işlem görmüş veya kütikül pulcukları yıpranmış
saça uygulanması, boyanın saçta kalıcılık durumunu etkiler. Bu tip saçlarda
geçici boya birkaç yıkamaya kadar saçta kalabilir. Saç rengi terleme veya yağmur
suyuyla giysilere bulaşabilir.
Yarı Kalıcı Saç Boyaları
Yarı kalıcı saç boyaları, 6 ile 8
yıkamaya dayanabilen saç boyalarıdır. Sık yıkama ile boya saçtan uzaklaşabilir.
Ayrıca H2O2 kullanımına gerek olmadan renk değişimi meydana getirebilmektedir.
Bu boyalarla boyama işlemi sırasında herhangi bir kimyasal reaksiyon
oluşmamaktadır. Düşük tanecik ağırlığına sahip renk verici tanecikler, saç
kütikül pulcuklarından geçip kısmen korteks liflerine yerleşir. Bu nedenle bu
tip boyaların saça verdiği zarar kalıcı saç boyalara göre yok denecek kadar
azdır.
Bu boyalar saçın rengini açmaz. Bu nedenle saçın doğal renginden daha
açık renk elde edilemez. Ayrıca boyama aralarının sık olması gereklidir. Bu
boyalar %30 oranından daha az beyazı olan kişiler için çok uygundur. Renk
seçiminde doğal saç renginden daha açık bir renk seçilmemelidir. Bu durumda
boya tanecikleri hem ağarmış hem de ağarmamış saçlara işler. Böylelikle
beyazlaşmış saç boyanırken doğal saçın renginde de bir değişiklik olmayacaktır.
Yarı kalıcı saç boyaları ile saç rengini üç tondan daha koyu bir renge boyamak
mümkün değildir. Son olarak yarı kalıcı saç boyalarının uygulanması “geçici saç
boyaları” ile aynıdır.
Kalıcı Saç Boyaları (Oksidasyon
Boyalar )
Kalıcı saç boyaları boya ön maddesi
olarak adlandırılan ve saç teli içinde H2O2 ile reaksiyona girerek renkli
taneciklere dönen kimyasal yapıları içerir. Boya ön maddesi saça ilgisi çok
olan ve alkali pH sayesinde sişmiş saç teline, kolayca girebilen maddelerdir.
Bunlar bugün kullanılan oksidasyon boyalarındaki renk oluşturucuların en
bilinen örneği ‘paratolüendiamin’dir. Bu arada benzol türevlerinden (aromatik
aminler ve aminofenoller) bir sürü sentetik renk oluşturucusu ortaya çıkmıştır.
Değişik renkte boyaları karıştırmayla sarıdan siyaha kadar arzu edilen her renk
elde edilebilir. Bunlar kolay kullanılabilir olduklarından, beyaz saçı bile iyi
örttüklerinden ve diğer kimyasal işlemlerin (örneğin permanant) yapılmasına
olanak verdiklerinden, bitki ve metal boyaların yerini almıştır. Bunlar daha çok
oksidasyon boyaları içerdiklerinden H2O2 ile işlenmek zorundadır. Renk oluşum
tepkimesinin oluşması için pH’ın 9 ile 9.5 arasında olması gerekir. Kalıcı
boyadaki alkali (amonyak) maddelerle şişirilen saçın, kütikül pulcukları açılır
ve küçük renk verici tanecikler hidrojen peroksit ile aynı anda saça girerek
korteks liflerine yerleşir.
KİMYASAL BOYALAR ( KULLANIŞLI VE BAZEN AGRESİF )
Üç ana kimyasal boya
vardır;
Direkt Boyalar;
Saçı
değiştirmez. Doğrudan saç telinin dış yüzeyine sabitlenirler. Boya negatif, saç
pozitif yüklü olduğundan birbirlerine mıknatıs gibi yapışarak saça
sabitlenirler. Bu boyalar saçın renginin açılmasına veya beyaz saçların
örtülmesine izin vermez ancak saçta yansımalar sağlar. Etkileri birkaç
(genellikle 6-8) şampuanlama sonrası hafifler. Oksidasyon bazlı boyalardan
daha iyi tolere edilirler.
Kalıcı Boyalar;
Kalıcı boyalar olarak bilinen oksidasyon bazlı boyalar saç teline nüfuz eder. Bunlar,
saçın ve özellikle saça rengini veren melaninin yapısını değiştirir. Bu boyalar
iki bileşik ile iş birliği halinde etkilerini gösterir: oksijenli su (oksidan)
ve amonyak (alkalin). Amonyak, saç teline kimyasal boyanın girmesine izin
verecek şekilde saçın kabuğunu açar. Kabuklar açıldıktan sonra amonyak uçar.
Oksijenli su ise saç telinin içindeki doğal renk hücrelerini değiştirerek
boyaların birleşip görünebilir olmasına izin verir. Bu boyalar beyaz saçların
tamamen kapanmasına izin verdiği gibi, saç rengine yapılacak açma veya koyultma
gibi kökten renk değişimleri için de uygundur. Dayanıklılıkları ise uzun
sürelidir.
Ton Sür Ton Boyalar;
Bu
boyalar ise, yukarıda anlatılan direkt boyalar ve oksidasyon bazlı boyaların
ortalarında bir yerde bulunur. Amonyak içermezler ama oksijenli su içerirler.
Saç kabuğunun açılıp boyanın tutunması için amonyak yerine aynı işlevi gören
farklı bir molekül kullanılmaktadır. Yani bu tür boyalarda da saç teli
kabuğunun hemen altı boyayı tutar. Bu da ton sür ton boyamanın direkt
boyalardan fazla ama oksidasyon bazlı boyalardan daha az dayanması anlamına
gelir. Ton sür ton boyalar %50’ye varan oranlarda beyaz saçları örter ve
yaklaşık 24 şampuanlama içinde de hafifler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder