10 Eylül 2015 Perşembe

Güzellik&Bakım (Doğal Yöntemlerle Vücut Bakımı ve Sağlığı)

Merhaba güzel takipçiler bir başka Güzellik&Bakım postu ile yine karşınızdayım. Bugün doğal yöntemlerle vücut bakımı ve sağlığı ile ilgili bir yazı paylaşıyorum. Umarım bu post sizler için keyifli ve yararlı olur. Güzel kalın ve şimdilik hoşçakalın :)))

Yumuşak, Parlak, Pürüzsüz ve Sıkı Bir Vücut İçin Cilt Bakımı;

Herkes cansız, donuk ve sert bir cilde sahip olmaktan nefret eder.Cildiniz vücudunuzun önemli bir dış organıdır ve siz yaşadığınız sürece sizinle birlikte yaşar.Özellikle ruh halinizi ve de yaşınızı yansıtır. Ancak yeterli ve sık cilt bakımı eksikliği nedeniyle donuk, kırışık ve pürüzlü bir cilde sahip olmak oldukça yaygındır.Yani, bebek gibi yumuşak bir cilde sahip olmak için, daha doğru bir bakım ve tedaviyi sürdürmek çok önemlidir. 

Pürüsüz vücut için en önemli olan şeylerden biri kan akışıdır. Vücudunuzdaki pürüzlerden, sarkık bölgelerden ve sizi rahatsız eden selülit gibi dokulardan kurtulmak için kan akışını hızlandırmanız şart. Bunun için peeling yöntemlerini ya da kese yapmayı deneyebilirsiniz. Kesenizi çok sert olmayacak bir cisimden seçebilirsiniz. Örneğin doğal at kılı fırçaları ya da doğal süngerler olabilir. Keseye başlamadan önce cildinizi ılık bir su ile ıslatın ve dairesel hareketlerle keseyi her yerinizde gezdirin. Bu işlemi ne kadar uzun ve yavaş yaparsanız o kadar iyi olur. Daha sonrasında keseyi rahatsız olduğunuz bölgelere getirin ve vücudunuzu ovuşturun. Bu sayede kan akışınız hızlanacak ve haftada iki kez kese yaptığınız takdirde sarkık bölgelerden kurtulabileceksiniz.

Kan akışını hızlandırmanın bir diğer yolu da peelingdir. Doğal peelinglerden yararlanmak için doğal deniz tuzlarını ya da toz şekeri deneyebilirsiniz. Bu kez elinize penye bir eldiven giyin ve şekerle tüm vücudunuzu dairesel hareketlerle ovun.Cildinizin yumuşak olması için neme doyması gerekir. Vücudunuzu neme doyurmak için haftada 1 kez nem maskesi yapabilirsiniz. Bunun için yağlı bir krem ya da badem yağı işinizi görecektir. Banyodan sonra tüm vücudunuza badem yağını sürün ve kuru bölgeleri streç filmle kapatın. Ardından birkaç saat bekleyin ve yumuşak bir bezle tüm vücudunuzu kurulayın. Kalan yağ cildinizi nemlendirmeye devam ederken, ilk başta sürdüğünüz yoğun yağ, vücudunuza nem depolayacak. Cildinizin bebek kadar yumuşak ve pürüzsüz olması için her banyodan sonra mutlaka vücut yağı ya da nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin. Ayrıca her gün dirseklerinize, ellerinize, ayaklarınıza, topuklarınıza ve bacaklarınıza nemlendirici sürün. Aşırı kuruyan ve nem oranını kaybeden bu bölgeler, siz kremledikçe zaman içinde yumuşacık olacaktır.

Birkaç basit cilt bakımı alışkanlığı geliştirmek pürüzsüz ve bebek gibi yumuşak bir cilde sahip olmanıza yardımcı olabilir. Aşağıda pürüzsüz ve yumuşak bir cilde sahip olmak için bazı ipuçları bulabilirsiniz. Sadece bu basit kurallara uymaya ve günlük yaşantınıza bunları dahil etmeye çalışın. Bu stratejiler sevdiğiniz pürüzsüz ve sağlıklı cilde kavuşmanız için yardımcı olabilir.

Yumuşak Bir Cilt İçin Gerekli Strateji ve Teknikler...

Cilt temizliği sağlıklı ve yumuşak bir cilde sahip olmak için önemli bir rol oynar. Yani, cilt tipinize uygun bir temizleyici ve su ile cildinizi her gün temizlemeyi hiç unutmayın. Cildinizi temizlemek için yumuşak bir sünger kullanmayı deneyin.

Cildiniz birçok çevresel kirleticiye maruz kaldığı için, düzenli olarak arındırma yapmak çok önemlidir. Arındırma esas olarak ölü deri hücreler ile siyah noktalar, sivilceler ve cildinizdeki gözenekleri tıkayan yüzey kirliliğinin ortadan kaldırılmasına yardımcı olur.

Düzenli olarak nemlendirici kullanıyorsanız, bu pürüzsüz ve bebek yumuşaklığında bir cilde ulaşmanıza önemli ölçüde yardımcı olacaktır. Yatmadan önce, cildinizin kuru bölgelerini özellikle de el, ayak, diz ve dirseklerinizi nemlendirmeye çalışın.

Buhar dolu banyonuzdan çıkmadan önce her zaman iyi bir vücut losyonu ya da cilt kremi kullanın. Bu cildinizi nemlendirmek için en uygun zaman olabilir, çünkü derinizdeki gözenekler hala açıktır.

Güneşe maruz kalmadan ya da evden çıkmadan en az 20 dakika önce bir güneş kremi ya da güneş losyonu kullanmayı unutmayın. Eğer dışarıda güneşin altında kalmayı planlıyorsanız, her 4 saatte bir tekrar uygulayın. Bu sağlıklı ve yumuşak bir cildi korumanıza büyük ölçüde yardımcı olabilir.

Düzenli olarak bol bol su için.  Düzenli diyetinize taze meyve ve sebzeler eklemeye gayret gösterin, bu sağlıklı ve yumuşak bir cilde ulaşmanıza yardımcı olur.

Saten Gibi Bir Cilt İçin Yapılması Gerekenler...

Güzel vücut yapısına özellikle de pürüzsüz bir cilt için yapılmayacak şey yoktur değil mi ?Bu amaçla saten gibi bir cilde sahip olmak için neler yapılmalıdır?

Düzenli olarak peeling yapmanın en önemli faydası cildin kendi kendisini yenileme işlemini çabuklaştırması. 35 yaş öncesinde cilt kendisini 28 günde bir yenilerken bu süreç zamanla yavaşlıyor. Epitel dokudaki hücreler atılmadan yeni hücre doğmadığı için de cilt zamanla kalın, donuk ve cansız bir hal alabiliyor, yumuşaklığını yitiriyor. Oysa peeling cildin normal fonksiyonlarının devamını sağlıyor. Ölü deri ve kirler atıldıktan sonra cilt daha rahat nefes alıyor, toksinler daha rahat atılıyor ve zamanla ciltteki gözenekler küçülüyor.

Ancak peeling işleminin çok sert ve sık aralıklı olmamasına dikkat etmek ayda 2 ya da 3 kez peeling yapmak yeterli. Bir de peelingi nemlendirici losyon ya da vücut yağıyla tamamla­mak cildinizin nem dengesini korumak için gerekli.

Hem cildinize hem ruhunuza...

Kozmetik firmalarının peeling ürünleri formüllerindeki doğal yağlarla hem cildinize hem de ruhunuza hitap ediyor. Doğal yağlar, aroma terapik özellikleriyle cildinizi arındırırken özelliklerine göre enerji veriyor ya da rahatlatıyor. Bu ürünleri banyo sırasında kullanmak cildinizi ölü derilerden arındırmak için ideal… 

Etkili bir peeling için...

Banyo malzemeleri: Etkili bir şekilde peeling işlemini gerçekleştirmek için do­ğal peeling malzemelerinden faydalanabilirsiniz. Banyo sıra­sında yumuşamış cildinize peeling yaparak ölü derilerin atılmasını kolaylaştırabilirsiniz.

Lif: Aslında çok kuru, kaba dokulu bir kabak. Islandığı za­man şişerek yumuşuyor.

Friksiyon eldiveni: Sert dokulu doğal ya da sentetik mal­zemelerden yapılan bu eldivenleri kullanması çok pratik.

Sünger: Süngerin bir deniz hayvanının iskeleti olduğunu biliyor muydunuz? Lif ve keselere göre daha yumuşak oldu­ğu için hassas ciltler tarafından bile kullanılabiliyor, tahrişe neden olmuyor.

Kese: Doğal ya da sentetik malzemeler yapılan keselerin özelliği içlerinde sabun koymak için cep şeklinde olmaları…

Vücut fırçaları: Doğal kıllara yapılmış uzun tahta saplı fır­çalar özellikle sırt ve bacak arkaları gibi kolay ulaşılamayan bölgeler için çok uygun.

Ponza taşı: Ponza, gözenekli volkanik bir taş. Peeling ya­pan diğer banyo malzemelerine kıyasla daha sert olduğu için sadece topuk, dirsek ve ayakları ovmak için kullanılma­lı.

Doğal ürünler...

Aktarlarda satılan doğal malzemelerle kendi peeling ürününüzü kendinizi yapabilirsiniz. Hatta peeling işlemim bitki yağlarıyla tamamlayarak kendiniz için bir “spa seansı” da düzenleyebilirsiniz.

Deniz tuzu: Bir avuç deniz tuzunu ister direkt isterseniz de yumuşak bir banyo kesesinin içine koyarak vücudunuzu ovmak için kullanabilirsiniz.

Yulaf: Yumuşak bir kumaştan yaptığınız kesenin içine iki avuç yulaf ve 120 gram kıyılmış badem koyarak vücudunu­zu ovmak için kullanın.

Lavanta çiçekleri: Kuru lavanta çiçeklerini ve kuru nane yapraklarını yumuşak bir keseye koyarak cildinizi sıkılaştıracak bir karışım hazırlayabilirsiniz.

Kese Nasıl Kullanılır?

Keselenmek size huzur verecektir, kendinizi hafiflemiş hissettirecek, sağlık açısından da cilt hastalıklarından korunmanızı, aknelerinizden kurtulmanızı sağlayacak, cilt altı kan dolaşımınızı hızlandırırken ciltteki yenilenmeyi süratlendirecektir. Ölü cilt hücrelerinizden arınmanızı sağlayacak olan keselenme cilt gözeneklerinizin açılarak daha rahat nefes almasını sağlamakla kalmayıp üst tabakanın yeniden yapılanmasını sağlayacaktır. Keselenmek, vücudunuzu bütün olarak sağlıklı kılar, özellikle bağışıklık sisteminize olan katkısı nedeniyle hastalıklara olan gücünüzü arttırır.

Kesenizi ilk kullanımdan önce bol sıcak su ve sabunla yıkayınız. Kullanımdan önce üzerinde hiçbir şekilde sabun artığı kalmadığından emin olunuz ve duru su ile iyice çalkalayınız.

Öncelikle kesemizi, kirlenmiş ölü deri tabakasından kurtulmak için kullandığımızı unutmamamız gerek. Kesemizin yapısındaki özelliği kaybetmemek için vücuda tatbiki sırasında kese hiçbir şekilde sabunlanmamalıdır, şampuan, herhangi bir vücut losyonu, temizlik malzemesi kullanılmamalıdır. Kesenin vücuda tatbiki tamamen duru suyla yapılmalıdır.

Ev ve banyo kullanımında dayanılabilecek en yüksek ısıda su ile duş alınmalı, daha sonra vücut sabunlanmalı ve durulandıktan sonra keselenilmelidir. Evlerde bulunabilecek sauna veya terlemeye elverişli bir yere sahip olunduğu takdirde, iyice terlenmeli ve sabunlu suyla yıkanılıp ılık suyla durulandıktan sonra vücuda yatay ve uzun hareketlerle aynı noktalardan sık geçilmemesine dikkat edilerek keselenilmelidir. Kese tatbikinden sonra sabunlu lif ile deri üzerinde kesenin sıyırmış olduğu tabaka iyice temizlenmeli ve durulanmalıdır.

Hamam, sauna, spa kullanımındaysa çok iyi terlemeye özen gösterilmeli, çabuk bir şekilde vücuda direk el ile sabun veya benzeri bir ürünle vücuttaki yağı giderecek bir işlem yapılmalıdır. Sabundan arındıktan sonra kese sıcak suda ısıtılarak vücuda tatbik edilmelidir. Kesenin vücuttan çıkartmış olduğu ölü deri tabakası ve kiri sabunlu lifle aldıktan sonra ılık suyla durulanmalıdır.

Pürüzsüz Cilt Formülleri (Doğal Yöntemlerle Maskeler)

Kuru ciltler için:

Malzemeler: 

1 kap gülsuyu
2 kap bebe şampuanı
30 damla lavanta yağı
30 damla ıtır yağı

Hazırlanışı:

Yağları gülsuyunun içine koyup karıştırın. Daha sonra bu karışıma bebe şampuanı ekleyin. Hazırladığınız karışımı kullanmadan önce iyice çalkalayın.

Hassas Ciltler İçin:

Malzemeler: 

1 kap gül suyu
2 kap bebe şampuanı
30 damla lavanta yağı
30 damla papatya yağı

Hazırlanışı:

Yağları gül suyunun içine koyup karıştırın. Daha sonra bu karışıma bebe şampuanı ekleyin. Hazırladığınız karışımı kullanmadan önce iyice çalkalayın.

Yağlı ciltler için:

Malzemeler: 
1 kap portakal çiçeği suyu
2 kap bebe şampuanı
30 damla nane yağı
30 damla limon yağı

Hazırlanışı:

Yağları gül suyunun içine koyup karıştırın. Daha sonra bu karışıma bebe şampuanı ekleyin. Hazırladığınız karışımı kullanmadan önce iyice çalkalayın.



Pürüzsüz Bir Ten İçin...

Yüzünüz kadar vücudunuzun da neme ihtiyacı var. Özellikle kış aylarında soğuk havadan dolayı kuruyan vücudunuz nem kaybediyor, pul pul oluyor ve aşırı kuruyorsa, besleyici yağlara ve özel bakım kürlerine ihtiyacınız var demektir...

Nem kazandıran besleyici yağ;

8 damla susam yağı
8 damla badem yağı
8 damla zeytinyağı
8 damla mısır özü yağı
8 damla avokado yağı
8 damla kayısı yağı
8 damla buğday yağı

Uygulama: Tüm yağları eşit şekilde karıştırın ve banyodan sonra cildinize uygulayın. İstediğiniz her an tekrar edebilirsiniz. Kısa bir süre sonra cildinizin bebek gibi pürüzsüz ve yumuşacık olduğunu göreceksiniz.

Yüz temizleme losyonu;

Malzemeler: 1 kaşık biberiye, 2 kaşık kurutulmuş papatya çiçeği.

Yapılışı: Biberiye ve papatya, suda 15 dakika kaynatılır. Karışım soğuduktan sonra süzülür ve kalan sıvı temiz bir kaba alınır. Yüzünüzü bu karışımla yıkarsanız biberiye cildinizdeki mikropları öldürmeye, papatya da parlaklık kazandırmaya yardımcı olur. 

Pürüzsüz cilt için banyo;

Malzemeler: Taze nane, tuz. 

Hazırlanışı: Yarım litre suyu kaynatın ve içine on adet taze nane yaprağını atıp on dakika dinlendirin. Ardından bu suyu süzerek ılık suyla dolu küvetin içine bir fincan tuzla beraber dökün. 

Ne işe yarıyor? Nane rahatlatıcı, dinlendirici ve sakinleştirici etkisi kuvvetli olan bir bitki. Tuz ise peeling yapma özelliğiyle cildinizi ölü deri ve hücrelerden arındırır. 

Ölü deriler için peeling...

Cildinizdeki ölü derilerden kurtulmak için aşağıdaki peelingi haftada 1 ya da 2 haftada 1 kez uygulayın. Badem yağı sayesinde cildiniz yumuşacık olacak ve deniz tuzu sayesinde ölü derilerden arınarak ışıl ışıl olacak.

Malzemeler: 25 gr deniz tuzu, 50 gr badem yağı.

Malzemeleri karıştırın ve banyo yapmadan önce tüm vücudunuzu ovun. Daha sonra banyonuzu yapın ve vücut nemlendiricinizi sürün.

Kuru ciltlere:

Malzemeler: Süt, tuz, bal. 

Hazırlanışı: Boş bir plastik su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı çalkalayarak karıştırın. Ve bu köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın. 

Ne işe yarıyor? Süt banyosu derinlemesine temizler ama epidermisin hassasiyetine zarar vermediği için cildi kurutmaz. Tuz ölü derinin atılmasına yardımcı olur. 

Ne zaman kullanmalı? Haftada bir kez.



Salatalık Maskesi...

Salatalık maskesi sayesinde cilt lekelerinizden daha çabuk ve hızlı bir şekilde kurtulabileceksiniz. Ciltte yer alan lekeler, hemen hemen her insanda oluşabiliyor. Bu lekelerin düzenli bir şekilde insan yüzüne temas etmesi ve daha da artması, kaçınılmaz bir durum çoğu zaman. Bu durumu halletmek adına, öncelikle salatalık maskelerini tavsiye ediyoruz. Akabinde, bu maskenin daha da sağlıklı bir şekilde ele alınmış hali ile karşılaşacaksınız. Günümüzün en büyük maske kaynaklarından olan salatalık, yalnızca gün içinde yediğimiz bir sebze olarak bilinse de, bu tarz oldukça fazla faydaları da bulunuyor. Keza cilt için salatalığın ne denli kaliteli ve işe yarar bir sebze olduğunu cilt sağlığı ile ilgili olan pek çok kadın bilmektedir. Hatta daha da kaliteli bir bakım sağlanması adına ekstra destekler de yapılmıyor değil. Mesela salatalık kürlerine kantaron otu yağı sunmak gibi ve benzeri destekler, hemen hemen çoğu karışıma uygulanıyor.

Salatalığın Cilde Olumlu Etkileri...
  • Cildimizin nem oranını dengelemek için için salata kullandığımızda, cildimiz yumuşak ve pürüzsüz bir hale gelir.
  • Ciltte kırışıklık oluşmasını önler ve yüzümüzde oluşmuş olan mimik kırışıklıklarının görünümünde düzelme sağlar.
  • Ciltte oluşmuş olan çeşitli cilt lekelerinin giderilmesinde etkili olur. Daha çok, akne izi ve güneş lekesi gidermek için kullanılan salatalık suyu, cildimizin rengini de korur.
  • Sivilceleri gidermek için kullanılan salatalık, lapa olarak uygulandığında yüzdeki akneleri küçültür.
  • Cildin bağ dokusunu güçlendirdiği için, cildi sıkı ve diri gösterir.
  • Cildinizde dinlenmiş ve taze bir görünüm elde etmek için salatalıktan fazlasıyla yararlanabilirsiniz. Gün boyu oluşan dış faktörlerden etkilenmiş olan cilt, salatalık suyu uygulanarak, daha dinç ve dinlenmiş bir hale getirilebilir.
  • Gözlerimizin üzerine yerleştireceğimiz salatalık dilimleri, gözlerimizdeki şişliği alır ve yüzümüzün daha diri bir ifade almasını sağlar.
  • Yüzdeki Çiller için de kullanılan salatalık, renk açıcı ve beyazlaştırıcı etkisi ile çillerin rengini açar.
  • Salatalık, temizleme sütü olarak da kullanılan harika bir besin kaynağıdır.
  • Cildin elastikiyetini artırarak yüzdeki sarkmalara karşı da kullanılan doğal bir cilt bakım ürünüdür.
Lekelerinizden Salatalık İle Kurtulun;

Lekelerinizden salatalık ile kurtulmak için, 2 adet salatalık alın ve kabuklarını ince ince doğrayın. Ardından bir kaşık yoğurt ekleyin bu karışıma ve rendelerin de desteği ile iyice karıştırın. Karışımı uzun süreli olarak karıştırarak, daha da yoğun bir kıvam elde edebilirsiniz. Oluşturmuş olan bu maskeyi güzelce yüzünüze uygulayın ve bir süre bekletin. Ardından ılık su ile durulayın ve rahat bir yüz elde edin. Akabinde tekrar gül suyu kullanarak yüzünüzün daha da rahatlamasını sağlayabilirsiniz...

Malzemeler; İki adet salatalık, Bir kaşık yoğurt...

Bu iki ürünün bir araya gelince oluşturduğu güzelliğe siz de şaşıracaksınız!

Salatalık Maskesi Kapsamında Lekelerden Kurtulmanın Bir Diğer Yolu;

Salatalık kullanılarak oluşturulan maske ile lekelerden kurtulmanın bir diğer yolu da, salatalık püresi ile yumurta sarısının bir araya gelmesidir. Bu sayede oldukça şık sonuçlar elde edebilirsiniz. İki tatlı kaşığı susam yağı, iki tatlı kaşığı elma sirkesi ve benzeri gibi birleşimler aracılığı ile rahatlıkla bu karışımı organize edebilirsiniz ve oluşan karışımı yüzünüze uygulayarak daha rahat bir yüz haline getirebilirsiniz yüzünüzü.

Bir başka salatalık maskesi;

Malzemeler: 1 orta boy salatalık, 1 yumurta sarısı, 2 tatlı kaşığı süt tozu ya da, ¾ fincan süt.

Yapılışı: Salatalık, kabukları soyulmadan rendelenir ve diğer malzemelerle mikserde iyice çırpılır. Krem haline geldiğinde bir kaba boşaltılır ve yüze sürülür. 20 dakika beklendikten sonra ılık suyla temizlenir. 


PÜRÜZSÜZ BİR BEDEN İÇİN...

Dinlendirici bir banyo...

Malzemeler: Taze nane + tuz

Hazırlanışı: Yarım litre suyu kaynatın ve içine on adet taze nane yaprağını atıp on dakika dinlendirin. Ardından bu suyu süzerek ılık suyla dolu küvetin içine bir fincan tuzla beraber dökün.

Ne işe yarıyor: Nane rahatlatıcı, dinlendirici ve sakinleştirici etkisi kuvvetli olan bir bitki. Tuz ise peeling yapma özelliğiyle cildinizi ölü deri ve hücrelerden arındırır.
Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez ya da ihtiyaç hissettiğiniz an.

Kuru ciltlere süt banyosu...

Malzemeler: Süt + tuz + bal 

Hazırlanışı: Boş bir plastik su şişesinin içinde bir litre süt, bir fincan tuz ve yarım fincan balı çalkalayarak karıştırın. Ve bu köpükle vücudunuzu ovun, sonra durulayın. 

Ne işe yarıyor: Süt banyosu derinlemesine temizler ama epidermisin hassasiyetine zarar vermediği için cildi kurutmaz. Tuz ölü derinin atılmasına yardımcı olur.

Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez

BEBEK GİBİ BİR YÜZ İÇİN...

Yüz için nemlendirici maske... 

Malzemeler: Yumurta sarısı + süt 

Hazırlanışı: Bir kapta yumurta sarısı ve bir kaşık sütü karıştırın. Bu karışımı yüzünüze yayın, üzerini ince bir bezle örterek on beş dakika bekleyin. Ardından kağıt mendille silerek temizleyin. Daha sonra, sırasıyla, ılık ve soğuk suyla yüzünüzü yıkayın. 

Ne işe yarıyor: Kuru ve nemsiz bir cildiniz varsa bu maske sizin için birebir. İçinde bulunan yumurta sarısı cildinizi beslerken, süt nemlendirecek, yumuşaklık verecek ve sıkılaştıracak. 

Ne zaman kullanmalı: Bu maskeyi haftada bir kez uygulamak yeterli.

Siyah Noktalar İçin Maske Önerileri...

Siyah noktaların sonu geliyor!

Siyah noktalar cilt gözeneklerinin içinin ölü cilt hücreleri ve cildin ürettiği yağ ile dolması nedeniyle oluşur. Adının aksine bazı “siyah noktalar” sarı renkli olabilir. Ancak cilt gözeneklerini dolduran ölü cilt hücrelerinin ve yağın ne renk olduğunun bir önemi yoktur ve bu noktalar hangi renkte olursa olsun cildin nefes almasını önler. Ayrıca siyah noktalar sivilcenin ilk aşamasıdır. Siyah noktalar düzenli olarak temizlenmediğinde sivilceye neden olan bakteriler bu bölgede birikmeye başlar. Bu nedenle cilt temizliğini rutini oluşturulması, siyah noktaların belirli aralıklarla temizlenmesi genel cilt sağlığı ve cildin görünümü açısından son derece önemlidir. Eczanelerde siyah noktalar için bantlar, yüz yıkama suları gibi bazı kozmetik ürünler bulabilirsiniz. Bu yazıda doğal malzemelerle evde hazırlayabileceğiniz siyah nokta temizleyici yüz maskelerine yer vermeye çalışacağım.

Siyah Noktaları Temizleyen Maskeler

Siyah noktaların ne kadar sıklıkta oluşacağı cildinizin yağlı olup olmadığına, cilt gözeneklerinin ne kadar geniş olduğuna ve cildinizi ne kadar temiz tuttuğunuza bağlı olarak değişebilir. Aşağıdaki siyah nokta maskelerini siyah noktaların oluşmasını beklemeden, cilt gözeneklerini temiz tutmak için belirli aralıklarla kullanabilirsiniz.



Bal ve Tarçınlı Siyah Nokta Maskesi

Doğal bir antibiyotik olan bal bakterilerin temizlenmesine yardımcı olarak sivilce oluşumunu en aza indirir. Aynı zamanda açık gözeneklerin temizlenmesinde oldukça etkilidir. Siyah nokta temizleyici bal ve tarçın maskesini şu şekilde hazırlayabilirsiniz; 1 yemek kaşığı balı yarım kaşık toz tarçınla iyice karıştırarak parmak uçlarınızla siyah noktaların oluştuğu bölgeler başta olmak üzere tüm yüzünüze sürün. Dairesel hareketlerle 3-5 dakika arası yüzünüze masaj yaptıktan sonra ılık suyla yüzünüzü yıkayabilirsiniz.

Yumurta Akıyla Siyah Nokta Maskesi

Geniş gözeneklerin daralmasını sağlayan yumurta akı aynı zamanda bu gözeneklerde biriken yağı ve kiri temizler. Yumurta akı maskesi için 2 yumurtanın akını bir kasede köpürünceye kadar karıştırdıktan sonra ince bir tabaka oluşturacak şekilde yüzünüze sürün.

İlk tabakanın 2-3 dakika kurumasını bekleyin ve ikinci tabakayı sürün. 10-15 dakika kadar iki tabaka halinde sürdüğünüz yumurta akının kurumasını bekledikten sonra yüzünüzü ılık suyla temizleyebilirsiniz.



Siyah Noktalara Karşı Kil Maskesi

Kil maskesi cilt gözeneklerinin derinlemesine temizlenmesinde en etkili maskelerden biridir. Kozmetik mağazalarda hazır olarak bulabileceğiniz kil maskesini gerekli malzemeleri bulabilirseniz evde de kolayca hazırlayabilirsiniz. Kil maskesini evde hazırlarken toz kili yoğun bir krem kıvamına gelinceye kadar elma sirkesiyle karıştırın. Gereken kıvamı elde etmek için sirkeyi azar azar dökün. Karışımı yüzünüze sürdükten sonra 10-15 dakika bekleyin. Parmağınızla maskeye dokunduğunuzda kuru olması gerekiyor. Daha sonra ılık suyla maskeyi çıkabilirsiniz.

Yulaf ve Yoğurtla Hazırlanan Siyah Nokta Maskesi

Yoğurtta bulunan laktik asit ve özellikle sivilceye yatkın cildi yatıştıran yulaf siyah nokta oluşumunu önlemek için iyi bir seçim olabilir. Bu maskeyi hazırlamak için 3 yemek kaşığı yoğurdu 2 yemek kaşığı yulafla iyice karıştırın. Derinlemesine bir temizlik için karışıma 3-4 damla limon yağı veya yarım limonun suyunu ekleyebilirsiniz. Maskeyi yüzünüze sürüp 10 dakika bekledikten sonra ılık suyla yıkayabilirsiniz.

Zerdeçal ve Naneli Siyah Nokta Maskesi

Hem zerdeçal hem de nane gözenekleri temizlerken boyutlarının küçülmesine yardımcı olur. Bu sayede açık gözeneklere oranla daha az kir ve yağ birikmesini, daha az siyah nokta oluşmasını sağlayabilirsiniz. Bu maskeyi hazırlamak için önce 2 çay kaşığı kuru nane veya 1 avuç taze nane yaprağıyla çay hazırlayın. Daha sonra bu çaydan bir miktar toz zerdeçala ekleyin. Karışım yoğun bir krem kıvamında olmalı. Maskeyi yüzünüze sürdükten sonra 10-15 dakika bekletin ve ılık suyla yıkayın.

Karbonatlı Siyah Nokta Maskesi

Siyah noktalar için önerilen karbonat maskesi yapımı en kolay maskelerden biri. Bir miktar karbonatı yoğun kıvama gelinceye kadar suyla karıştırın. Karışımı siyah noktaların en çok görüldüğü bölgelere parmak uçlarınızla sürdükten sonra kuruyana kadar bekleyin. Karbonat maskesi gözenekleri dolduran fazla yağı alır ve ölü cilt hücrelerini temizler. Ancak çok sık kullanırsanız cildinizi kurutabilir.


Limon ve Tuzla Siyah Nokta Maskesi

Aslında bu uygulama maskeden daha çok gözeneklere dolan ve siyah nokta oluşumuna neden olan ölü cilt hücrelerini temizlemeye yönelik doğal bir peeling uygulaması. Yarım limonu, 1 çay kaşığı tuz, 1 tatlı kaşığı yoğurt ve 1 tatlı kaşığı balla karıştırarak yüzünüze sürün. Etkisini daha iyi göstermesi için parmak uçlarınızla çok fazla bastırmadan dairesel hareketlerle uygulayın. 10 dakika kadar masaj yaparak sürdükten sonra ılık suyla yüzünüzü yıkayabilirsiniz.


Siyah Noktalardan Kurtulmak İçin Limonlu Başka Bir Maske Tarifi

Malzemeler: limon suyu + yoğurt

Hazırlanışı: Bir kase yoğurda bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı, gözlerinize gelmemesine dikkat ederek yüzünüze yayın ve 15 dakika bekleyin. Yüzünüzde kuruyan maskeyi ılık suyla yıkayarak çıkarın. 

Ne işe yarıyor: Limon suyu cildi dezenfekte eder, sivilceleri kurutur ve siyah noktaların kaybolmasına yardımcı olur. Yoğurt ise cildi besler, nemlendirir ve yağ miktarını dengeler.

Ne zaman kullanmalı: Bu maske haftada bir kez uygulanabilir.

Siyah Noktalardan Kurtulmak İçin Diğer Öneriler


Siyah noktaların cilt yüzeyinde biriken yağ, toz ve kirin gözeneği tıkamasıyla oluştuğunu söylemiştim. Bunu önlemenin en iyi yolu gün içinde yüzünüzü sık sık yıkamaktır. Ayrıca iyi bir temizleyici losyon kullanmak siyah nokta oluşumunu önemli oranda azaltır. Ellerinizi yüzünüze götürmemeye çalışın çünkü farkında olmasak da pek çok farklı yüzeye temas eden eller pek çok bakteri taşır. Cildiniz çok yağlıysa gün içinde fazla yağı almak için kokusuz ve alkolsüz ıslak mendillerden kullanabilirsiniz. Gözenekleriniz çok açıksa soğuk kompres yaparak boyutlarının (bir süreliğine de olsa) küçülmesini sağlayabilirsiniz.

Göz Çevresi Kırışıklıkları İçin Doğal Maskeler...

Genellikle yaş almanın ilk belirtilerinden biri olarak kabul edilen gözaltı ve göz çevresi kırışıklıkları genetik nedenler, uzun süre güneşe maruz kalma, sigara ve alkol tüketimi nedeniyle daha erken yaşlarda ortaya çıkabilmektedir. Göz çevresi için evde hazırlayabileceğiniz doğal bakım maskeleri ile bu kırışıklıkların oluşumunu geciktirebilir, görünümlerini azaltabilirsiniz. Göz çevresinde kullanmak için güvenli bu maskeler arasında ilk sıralarda muz, havuç ve lahana maskeleri gelmektedir.



Havuçlu Göz Maskesi

En çok karoten içeren sebzeler arasında yer alan havuç bu özelliği ile cildin görünümünü geliştirir ve kırışıklıkların azalmasına yardımcı olur. Karoten vücut tarafından cildi koruyan, serbest radikallerle savaşan yeni hücre oluşumunu destekleyen ve antioksidan etkisi bulunan A vitaminine dönüştürülür. Havuçlu göz maskesini hazırlamak için;

1 büyük havucun suyunu çıkartın, 1 çay kaşığı badem yağı ekleyerek 2 saat buzdolabında soğutun.
Daha sonra gözaltları ve çevresine sürüp yarım saat kadar bekletin.
Eğer katı meyve sıkacağınız yoksa havucu rendeleyerek kullanabilirsiniz.

Muzlu Göz Maskesi

C ve A vitamini yönünden zengin olan muz yaşlanmanın etkilerini yavaşlatarak cildi korur, yenilenmesini sağlar ve göz çevresinde oluşan kırışıklıkların görünümünü azaltır.

Olgun bir muzu kaşıkla iyice ezin ve 1-2 çay kaşığı gül suyu ile karıştırın.
Karışımı göz çevresine sürün ve 30 dakika kadar beklettikten sonra ılık suyla yıkayabilirsiniz.

Lahanalı Göz Maskesi

Erken yaşlanma belirtilerini engellemek için güçlü bir antioksidan olan lahanayı kullanabilirsiniz.

3-4 lahana yaprağının suyu ile göz çevresine parmak uçlarınızı kullanarak hafifçe masaj yapın.
20 dakika bekletip soğuk suyla durulayın.
Lahana yapraklarınızın suyunu çıkarmak için kaşıkla ezebilirsiniz.

Avokadolu Göz Maskesi

Donuk ve yıpranmış saçlara iyi gelen avokado aynı zamanda göz çevresindeki koyu halkaların ve kırışıklıkların giderilmesinde de etkilidir. Avokado cildin yapısını ve tonunu iyileştirir, böylece ince çizgileri azaltır. Avokado göz maskesi gözünüzün çevresindeki deriyi nemli tutar ve yaşlanma belirtilerini tersine çevirir.

Püre haline getirilmiş avokado dilimlerini bir kasenin içerisine koyun ve içerisine yaklaşık 5 damla badem yağı damlatın.
Bu kremsi maskeyi göz çevrenize uygulayın.
Yaklaşık 5 dakika bekledikten sonra soğuk suyla yıkayın.


Çikolata Göz Maskesi

Bu maskeyi hazırlamak için ihtiyacınız olan malzemeler; şeftali yağı, E Vitamini ve kakao. Kakao cildinizi daha elastik hale getirir. Şeftali yağı cildinizi yeniler. Kırışıklıklar ve gözlerin altındaki hassas cilt için mükemmeldir. E Vitamini ise kırışıklıkların ve ince çizgilerin yatışmasına yardımcı olur.

1 çay kaşığı kakao tozu, 1 çay kaşağı şeftali yağı ve birkaç damla E Vitaminini karıştırın. Eğer karışım çok yoğun olursa bir miktar şeftali yağı daha ilave edin.
Maskeyi uygulamadan önce mutlaka makyajınızı temizleyin.
2 adet makyaj pamuğunu ılık suda ıslatın ve katlayıp göz altlarınıza koyun. Tamamen soğuduktan sonra alın ve cildinizi kurulayın.
Hazırlamış olduğunuz maskeyi bir kozmetik fırçası yardımıyla göz altlarınıza sürün.
15-20 dakika bekledikten sonra yıkayın.

Kahve,Limon ve Zeytinyağlı Göz Maskesi

Haftada 2 ya da 3 gün akşamları uygulayacağınız bu bakım için ihtiyacınız olan malzemeler; 1 çay kaşığı şekersiz türk kahvesi ya da granül kahve, 2 damla limon ve yarım çay kaşığı sızma zeytinyağı.

Tüm malzemeleri bir yerde karıştırın.
Parmağınız yardımıyla göz çevresine uygulayın ve parmaklarınızla hafif hafif masaj yapın. Masaj yapmanızın nedeni kahvenin dolaşım etkisini arttırmaktır.
Büyük ihtimalle tamamı emilecektir. Eğer emilmezse 10-15 dakika sonra peçete yardımıyla, göz çevrenizi tahriş etmeden fazlasını alabilirsiniz. Eğer limona karşı hassaslık olduğunu düşünürseniz de nemli bir pamukla ufak dokunuşlarla temizlemelisiniz.
Limon kullanacaksanız öncelikle küçük bir alanda test etmelisiniz. Birkaç dakika içerisinde yanma olursa bu tarifi limonsuz hazırlamalısınız.
Eğer limon karıştırmak istemezseniz bu bakımı gündüz saatlerinde de uygulayabilirsiniz.


Gözaltı maskesi...

1 adet kivi, 1 tatlı kaşığı bal, 1 çay kaşığı buğday yağı

Kivinin 1/4’ünü rendeleyin. Kalanını yiyin. Malzemeleri karıştırın. Temizlenmiş göz altınıza karışımı sürün ve 15 dakika bekletin. Ardından pamuk yardımıyla tahriş etmeden temizleyin. Bu maske gözaltının rengini açar ve kırışıkları engeller. Haftada 2 kez uygulayabilirsiniz.



GÖZALTI MORLUKLARI İÇİN DOĞAL BAKIM

Çay Kürü 

Zambak, papatya, ıhlamur ve lavanta çaylarıyla yapılan güzellik kürleri gözlerdeki yorgunluk , şişlikleri ve morarmaları gideriyor. 
Bunun için örneğin bir tutam ıhlamuru 1 çay fincanı kaynar suya ilave edip 10 dakika bekletin. Süzüp soğumaya bırakın. 2 makyaj pamuğunu çaya batırıp göz kapaklarınıza uygulayın. 10 dakika bekleyip, yıkayın. 

Patates Kürü 

2 dilim çiğ patatesi göz kapaklarınıza yerleştirip 15 dakika bekleyin. Yıkayıp kurulayın. 

2 poşet çayı yarım çay fincanı kaynar suda 15 dakika demlendirip soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınızın üzerine yerleştirip 10 dakika bekletin ve yıkayın.

Gözaltı torbaları için 

2 çay fincanı kaynar suya 2 çorba kaşığı fındık yaprağı ekleyip 15 dakika bekletin. Süzüp buzdolabında soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın ve göz kapaklarınızın üzerine yerleştirin. 10 dakika bekletip yüzünüzü yıkayın. 
Bir bardak kaynatılmış rezene çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp göz kapaklarınıza yerleştirin ve 15 dakika bekleyin. 

Gözaltı morlukları için

Papatya çayı ya da lavanta çayını soğutun. 2 parça pamuğu çaya batırıp elinizle sıkın. Göz kapaklarınıza uygulayın. ayrıca muhakkak 25 yaşından itibaren göz çevresi için krem kullanılması gerekir…

Bunun yanısıra her zaman tercihim olan doğal bakım önerim ise göz çevresi için avakado ve buğday yağıdır. Bu karışımı dıştan içe doğru hareketlerle ve çok nazik bir şekilde göz çevresine sürmelisiniz. Bunun dışında yoğurdun suyunu düzenli olarak sürmek, elma kabuğu koymakta faydalıdır. 

Gözaltı morlukları 

Bir tutam taze ebegümeciyi havanda ezin, içine bir elmanın suyunu ekleyin. Karışımı gazlı bez arasına koyup, göz çevrelerinizde 20 dakika bekletin. Bir de bol bol maydanoz ve taze nane tüketin. 

Göz çevresi kırışıklıkları için 

1 kahve fincanı soya yağı
1 kahve fincanı badem yağı ve yarım kahve fincanı avokado yağı

Bir kapta karıştırın. Parmak uçlarınızı bu karışıma batırıp göz çevresine masaj yaparak sürün. Bu uygulamayı akşamları yatmadan evvel yapın. Sabahları yüzünüzü yıkayıp kurulayın.



Diğer Göz Maskeleri...

Patatesli göz maskesi: Çiğ patatesi rendeleyin, 2 tatlı kaşığı un ve 2 tatlı kaşığı süt ekleyin. arıştırın. Bir tülbendin içine yerleştirin. Göz altı ve göz üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi soğuk suyla yıkayın.

Havuçlu göz maskesi: Havucu çok ince rendeleyin. Bir tülbentin içine yerleştirin. Göz altı ve göz üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi soğuk çayla yıkayın.

Göz üstü şişkinliklere karşı maske: Çiğ patatesi rendeleyin. Göz üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi yıkayın.

Maydanozlu göz maskesi: 1 tatlı kaşığı maydanozu ince kıyın, 2 tatlı kaşığı yoğurtla karıştırın. Göz üstünde 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi soğuk suyla yıkayın.

Maydanozlu göz maskesi2 maydanozu ince kıyın, kapalı göz kapaklarına uygulayın, üzerine ıslak pamuk yerleştirin, 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi ılık suyla yıkayın.

Yumurtalı göz maskesi: Yumurta sarısı, 1 tatlı kaşığı bal ve zeytinyağını çırpın. Göz çevresine uygulayın. 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi ılık suyla yıkayın.

Gözaltı torbalarına karşı maske: Patatesi kabuklu olarak haşlayın.Ilıyana kadar bekleyin. Ilık patatesi ortadan ikiye bölün. Gözaltına koyun 30-40 dakika bekleyin. Daha sonra ılık çayla yıkayın.

Gözaltı kırışıklıklarına karşı maske: 50 ml zeytinyağını 10 ml E vitamini yağı ile karıştırın. Göz çevresine parmak uçlarıyla yedirin. 5 dk. bekletip kâğıt mendille çıkarın.

Kahveli göz maskesi: 1 tatlı kaşığı kahveyi 1 yumurta akıyla iyice karıştırın. Göz çevresine uygulayın. 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi ılık suyla yıkayın.


Gözaltı morluklarına karşı maske: Beyaz ekmek içine sütü yedirin. 5 dk bekleyin. Gözaltına uygulayın. 15-20 dakika bekletin. Daha sonra maskeyi ılık suyla yıkayın.

Göz Çevresi Bakımı İçin Diğer Tavsiyeler...

Göz çevresinde kırışıklıkların oluşmasını engellemek için güneş ışınlarından mümkün olduğunca uzak durun.
Güneşe çıkarken şapka ve gözlük kullanın.
Göz çevresinde kullanmak için uygun, yüksek koruyucu faktörlü güneş kremlerinden kullanın.
Özellikle yaz aylarında bol bol su için ve düzenli bir beslenme programı ile cildiniz için gerekli olan vitamin ve mineralleri almayı ihmal etmeyin.
Sigara içiyorsanız bırakın ve alkol tüketimini sınırlandırın.
Aşırı çay ve kahve tüketimi vücudu susuz bıraktığı için bunları az tüketmeye çalışın.

Uyarı Notu: Bu yazıda yer alan bilgiler öneri niteliğindedir. Bazı maskelerin içerisindeki malzemeler alerjiye, kızarıklığa ya da başka problemlere neden olabilir. Böyle bir durumda kullanım hemen kesilmelidir. Eğer şikayetler devam ederse doktora görünülmelidir.


Çatlayan Dudaklar...

Bir kadın olarak pamuk gibi dudaklara sahip olmak istemez misiniz? Kış aylarında kuruyan, çatlayan ve hatta acı veren dudaklardan kurtulmak için yapmanız gerekenler çok kolay...

Dudaklar neden çatlar?

Kuru havalar, susuz kalma, dudakları ısırma ve B2 vitamini eksikliği gibi durumlar dudaklarda çatlamaya neden olabilir. Bazı durumlarda alerjiler, enfeksiyonlar, ilaçlar ve grip de dudakları olumsuz yönde etkileyebilir.

Özellikle soğuk kış günlerinde sık sık kuruyan ve çatlayan dudaklarımıza evde doğal yöntemlerle bakım yapmak mümkün. Kuruluk sorunuza bu ev yapımı 4 reçeteyle son verebilirsiniz!

Dudaklarınız ballansın!

1- Dudaklarınıza biraz bal sürün.

2- Ardından kımıldamadan üst kısımlarına vazelin sürün.

3- On beş dakika kadar dudaklarınızı sabit tutarak bekletin.

4- Parmak ucunuzla ılık su yardımıyla hafifçe temizleyin ve bunu 2-3 gün boyunca günde 1 kez tekrarlayın.

Hindistan cevizi yağı kullanın!

Hindistan cevizi yağı kurumuş dudaklar için mucize niteliğindedir. Özellikle kuru ve soğuk günlerde bir kaç defa dudaklara uygulandığında dudakları yumuşatmaktadır.

Salatalık kürü dudaklarınıza iyi gelecek!

Kabuklarını soyduğunuz bir dilim taze salatalığı dudaklarınıza sürdüğünüzde kısa sürede yumuşadığını göreceksiniz. Bu uygulamayı 3 gün üst üste uygulayabilirsiniz. Kısa sürede dudaklarınızın iyileştiğini göreceksiniz!

Zeytinyağı dudakları yumuşatıyor!

Kimyasal bir maddeyi dudaklara uygulamaktansa evde kolaylıkla bulabileceğiniz zeytinyağı ile dudaklarınızı yumuşacık bir hale getirebilirsiniz.

Zeytinyağını tek başına dudaklarınıza sürerek nemlendirici niyetine kullanabilirsiniz. Özellikle gece yatmadan önce bir damla zeytinyağı dudaklarınızın tüm kuruluğunu alacaktır.

Mevsim geçişlerinde dudaklarınız çatlıyorsa bunları yapın!

- Kötü hava koşulları için yoğun krem kullanın

- Dudak kreminizi yemeyin

- Dudaklarınız kurudu ise akşamları yatarken kakao yağı sürün

- Çatlak dudakları iyileştirmek için gül yağraklarını rendeleyerek süt kreması ile karıştırın ve dudağınıza sürün

- B ve C vitamini içeren gıdalar tüketin

- Çatlakları gidermek ve sağlıklı ve parlak dudaklara sahip olmak için 2 damla gliserini 1 çay kaşığı süt kreması ile karıştırıp yatarken sürün

- Sıcak su ile yıkadıktan sonra dudaklarınıza vazelin ve bal karışımı yaparak haftada 3 kez sürün

- Dudaklar nemlendirilmeli ve peeling yapılmalıdır. Yüz peelinginizi bir diş fırçası ya da parmak uçları yardımı ile dudağınıza 1 dakika boyunca uygulayın ve sonra ılık su ile yıkayın.

- Ruj sürmeden önce dudak kremi ya da nemlendirici sürün

- Doğal pembelikte dudaklarınız olmasını istiyorsanız gece yatarken dudaklarınıza pancar suyu sürün


- Mentol bazlı dudak koruyucusu sürüp dudaklarınızı diş fırçası ile fırçalayın ancak yumuşak hareketlerle, çünkü dudak derimiz çok hassastır.

Çatlayan Dudaklar İçin Doğal Tarif;

Malzemeler;

30 gr. bal mumu, ½ çay kaşığı badem yağı, 1 çay kaşığı bal, 1 çay kaşığı vanilya

Yapılışı: Bal, ısıtılarak iyice akışkan hale getirilir. Badem yağı hafif ateşte ısıtılır ve içinde bal mumu ilave edilir. Bal mumu eridikten sonra ateşten alınır ve içine eritilmiş balla vanilya eklenir. Karıştırıldıktan sonra bir kabın içine muhafaza edilir. Vanilya yerine nane yağı da konulabilir. 

PAMUK GİBİ ELLER İÇİN....

Kışın soğuğundan yazın sıcağın etkilenen eller, bu hava değişimlerinin etkisiyle kurur ve çatlar. Neme çok ihtiyaç duyan elleriniz için el çatlaklarına evde çözüm üretebilir, doğal el çatlağı bitkisel kremleri ile yumuşacık ellere kavuşabilirsiniz.

Elleriniz bakımını sağlamak için pahalı kozmetik ürünleri kullanmanıza gerek yok. Evde kendi kendinize bitkisel olarak hazırlayacağınız kremler ile yumuşak ve bakımlı ellere sahip olabilirsiniz. Sıcak ve soğuktan etkilenen eller havayla ya da sıcak su ile yıpranabilir. Buna güneş, deniz, toprak ve kullanılan temizlik ürünleri gibi kimyasal maddeler eklenince; eller hem çabuk kırışır hem de el çatlaması ve kanaması nedeniyle sertleşir. Bu nedenle ellerinize ne kadar bakarsanız bakın özellikle kimyasal malzemelerle uğraştığınız işlerde eldiven kullanmalısınız.
El Çatlamasının Nedenleri Nelerdir?

El çatlakları gelende dış etkenlerden kaynaklansa da dikkat edilmesi gereken bir sorundur. Ellerde oluşan çatlaklar tedavi edilmez ise egzamaya dönüşebilir. Başka hastalıklarında habercisi olan el çatlaklarına karşı önlem almanıza rağmen oluşan çatlaklar geçmiyorsa bir doktora görünmenizde fayda olabilir. Hamilelikte el çatlaması da sık görülen bir durumdur. Hamilelikte el çatlamasının nedenleri genelde vücudun susuz kalması ve bu nedenle cildin nem ihtiyacını karşılayamamasıdır. Soğuktan ellerin çatlaması ise genelde kuru ciltli kişilerde özellikle de hanımlarda kışın görülen bir durumdur. Soğuktan ellerin çatlamasına engel olmak için eldiven kullanılması işe yarayabilir.

Doğal El Çatlağı Bitkisel Kremleri

El çatlakları nasıl geçer diye düşündüğünüzde aklınıza ilk başta kozmetik ürünler ve kremler gelse de bitkisel kremler en sağlıklı olan çözüm yoludur. Ellerinize özen göstermek için bir kaç detaya dikkat ettiğiniz takdirde çatlakların oluşumunu engellenebilir.

Eller için iyi gelen en bilindik çözüm salatalık kürüdür. Salatalık suyu ile her gece yatmadan önce ellerinizi ovabilirsiniz. 10 dakika ovduktan sonra sabunlar yıkayabilirsiniz. Ayrıca diğer bir çözüm ise karakavak ve akhuş tomurcukları karışımıdır. Karakavak ve akhuş tomurcuklarını iki saat kadar bir cezvede çay gibi demleyin. Karışım soğuduktan sonra bal mumu ve biraz badem yağı ilave ederek krem formuna gelene kadar karıştırın. Etkisini hemen gösteren bu karışımın her hangi bir vakti yok. İstediğiniz zaman el kremi olarak kullanabilirsiniz.



El çatlaklarına bitkisel çözüm olarak ekleyebileceğimiz diğer doğal çözümler ise şunlardır;

• Sütün içine bir miktar papatya ekleyip kaynatın. Süzgeçten geçirdiğiniz karışıma zeytin yağı ve akhuş ağacı tohumu ekleyerek karıştırın. Elde ettiğiniz karışımı ellerinize masaj yaparak uygulayın.

• El çatlakları için geçerli bir diğer çözüm ise doğal tereyağ kremidir. Ellerinize sürdüğünüz tereyağ ile çatlakları anında yok edebilirsiniz.


• Bir cezve içinde 1 tatlı kaşığı balı eriterek içerisine 2 çorba kaşığı kadar susam yağı ekleyin. Ardından 1 çorba kaşığı badem yağı ve yine 1 çorba kaşığı gliserin ilave edin. Krem kıvamına getirdiğiniz karışımı bir kavanoz içerisinde muhafaza edebilirsiniz. Elde ettiğiniz kremi gece uyumadan önce ellerinize masaj yaparak uygulayın ve pamuklu bir eldiven giyin. Sabah kalktığınızda ellerinizin yumuşacık olduğunu göreceksiniz.

Çatlamış ve Kuru Eller İçin Evde Bakım Önerileri;

Ellerinizi bir süre sıcak suda bekletin. Bu ellerinizin yumuşamasını ve kirlerden arınmasını sağlar. Yumuşak bir havluyla hafifçe kuruladıktan sonra kalın bir tabaka halinde vazelin sürün. Vazelin çatlakların dolmasına yardımcı olur ve gece boyunca ellerinizi onarır.

Ellerinize pamuklu eldiven giyin. Gece boyunca ellerinizin nem kaybetmesini önlemiş olursunuz.

Haftada 2-3 gün E vitamini kapsülünü delerek, ellerinize sürün. E vitamini cildi en hızlı onarak vitamindir.

Ellerinizdeki çatlaklarda kanama varsa, aloe Vera jeli uygulayın. Jel cildi onarırken, hafif soğukluk etkisiyle acıma hissini de yok eder.

Elleriniz düzelmeye başladı diye tekrar ihmal etmeyin. Temizlik maddelerini kullanırken plastik eldiven kullanın.

Tereyağı da kuru eller için süper bir onarıcıdır. Haftada 2-3 kez ellerinizi tereyağı ile ovalayın. Ellerinizi nemlendirir ve çatlakları onarır.


Bazı geceler yatmadan önce el kremi yerine zeytinyağı sürüp eldiveninizi takın. Sabah kalktığınızda elleriniz yumuşacık ve çatlakların düzelmiş olduğunu göreceksiniz. Eğer avuç içlerinde nasırlaşmalar oluşmuşsa bir adet sarımsağı ezip zeytinyağıyla karıştırarak uygulayın. Bir hafta devam edin. Nasırların yumuşayıp kaybolmaya başladığını göreceksiniz.

Kuru ellere losyon;

Malzemeler: Limon suyu + zeytinyağı

Hazırlanışı: Üç damla zeytinyağıyla bir limonun suyunu karıştırın. Bu karışımı hemen ellerinize sürün. Yarım saat bekledikten sonra bir parça pamukla ellerinizi silin, ardından da yıkayın. 

Ne işe yarıyor: Limon suyundaki C vitamini ellerdeki lekeler üzerinde etkili, ayrıca ölü hücreler üzerinde peeling işlevi yapar. Maskenin içindeki zeytinyağı da kuruluğu giderir ve cildi yumuşatır.

Ne zaman kullanmalı: Ellerinizin kuruduğunu hissettiğiniz her an kullanabilirsiniz. Örneğin, suyla uzun süre temas ettikten sonra...



Kırışıklık Maskesi Tarifleri...

Yaşlandıkça cildin sıkı görünmesini sağlayan ve elastikiyetini koruyarak kırışıklıkları önleyen kolajen ve elastin bileşenlerinin üretimini azalmaya başlar.

Bu konuda yapılan araştırmalar cildin sağlıklı görünmesini sağlayan, kırışıklıklardan koruyan bu bileşenlerin üretiminin 20 yaşından itibaren her yıl %1 azaldığını söylüyor.

Yani cildimizin belirli bir yaştan sonra kırışmasını doğal yollarla önlemek mümkün değil. Ama buradaki kilit nokta cildin ne zaman ve ne kadar kırışacağı...

Yani cildimize düzenli olarak bakım yapmazsak, güneşten korumazsak, beslenmemize özen göstermezsek bu kırışıklıklar olması gereken yaşlardan çok daha önce oluşmaya başlıyor.

Sigara içmek, kahve gibi vücuttaki su oranını azaltan içecekleri sık tüketmek, yeterli miktarda su içmemek, hazır gıdalarla beslenmek erken kırışıklıkların diğer nedenleri arasında sayılabilir.

Kırışıklık oluşumunu önlemenin ilk yolu cildi korumak. Ancak mevcut kırışıklıkların görünümünü azaltmak, derinleşmesini önlemek için de bazı doğal maske seçenekleri mevcut. Bu kırışıklık maskelerini düzenli olarak uygulayarak daha pürüzsüz, genç görünen ve canlı bir cilt elde edebilirsiniz.

Aşağıda evde uygulayabileceğiniz kırışıklık maskesi tarifleri var. Bu tariflerden kendi cildinize uygun olanı belirleyip deneyebilirsiniz. Ancak doğal bakım maskelerinin hemen sonuç vermediğini unutmayın.

Olumlu sonuçlar için en az 4-5 hafta düzenli olarak uygulamalısınız. Kırışıklıklar için daha hızlı bir çözüm arıyorsanız lazer tedavisi, kimyasal peeling, botox gibi seçenekleri araştırabilirsiniz.

Maya Maskesi

Malzemeler: 1 çay kaşığı limon suyu, 1/2 bardağı su, 1 paket yaş maya, 1 bardak buz...

Mısır kraliçeleri bile güzelleşmek için maya maskesi yapıyorlardı. Besleyici bir maske olduğu için yüz bölgesinde kıllanma olanlar bu maskeyi uygulamasın. Ayda bir defa kullanmak yeterli olur. Bu maskeyi arkadaşınızla uygularsanız daha eğlenceli ve kolay olur.

Uygulanışı:

Öncelikle cildimize maskeyi uygulamadan önce mutlaka arındırmamız gerekiyor, bunu nasıl mı yapacağız tabi ki limon ve biraz su karışımıyla, doğal meyve asidi içeren limon cildi temizler ve arındırır, ayrıca mayanın ciltte kalmasını sağlar. 2-3 damla limon suyu ile biraz suyu karıştırıp cildimizi siliyoruz.

Cilt dezenfekte olduktan sonra küçük bir kap içinde bir tane yaş mayayı biraz su ilave edip karıştırarak yoğun kıvamlı bir krem haline getirin. Krem şeklindeki bu karışımı yüzünüze, boynunuza sürün; hatta göz kapaklarına bile sürebilirsiniz. Sürdükten sonra tülbent, gazlı bez ve ya yağlı kağıt benzeri bir şeyle yüzünüzü kapatın. Sadece ağzınızı açıkta bırakın.

Büyük bir kaba sıcak su koyun. Bu işlemi yaparken yanınızdaki kişiden yardım isteyin. Büyük bir havluyu sıcak suya sokup çıkardıktan sonra yüzünüze kapatın. Bu işlemi beş defa tekrarlayın. Sıcak kompresle birlikte kan damarları genişler ve kan dolaşımı hızlanır. 20 dk. sıcak kompres uygulamasına devam edin. Bu evrede cildiniz mayayı içine çekti ve gerginleşmeye başladı bile. Daha sonra cildinizi soğuk suyla yıkayın ve hemen ardından dairesel ve hızlı hareketlerle yüzünüze buz uygulayın. Buz uygulaması genişlemiş damarları eski haline getirir.

İşte bu kadar basit bir uygulamadan sonra cildinizin porselen gibi olduğunu görebilirsiniz. Bu maskeyi göz kapaklarına bile uygulayabilirsiniz. Çünkü göz kapaklarının da B vitaminine ihtiyacı vardır ve yaş maya B2, B6 potasyum ve proteinler içerir. Maya canlı bir hücredir ve yüzünüze sürdükten sonra mantar gibi hızlı bir şekilde cilt içine yayılır. Ayda bir mutlaka tekrarlayın.

Kırışıklıklar İçin Yoğurt Maskesi

Yoğurt maskesi cildin üst katmanını temizlerken cildi nemlendirir, geniş gözenekleri küçültür, yumuşamasını sağlar ve doğal bir parlaklık verir. Düzenli olarak uygulandığında hem kırışıklıkların derinleşmesini hem de kırışıklık oluşumu önler. Özellikle kuru ciltler için idealdir. Cildiniz yağlıysa maskeye 4-5 damla limon suyu ekleyebilirsiniz.

İhtiyacınız olan malzemeler;

1 çay kaşığı sade yoğurt, 1 çay kaşığı bal, yarım çay kaşığı portakal suyu ve yarım muz.

Muzu çatalla ezdikten sonra diğer malzemelerle karıştırın. Karışımı parmak uçlarıyla masaj yaparak tüm yüzünüze sürün ve 15 dakika yüzünüzde bekletin. Ilık suyla yıkayabilir ve nemlendirici sürebilirsiniz.

Cildiniz çok kuruysa bu maskeyi haftada 2 kez tekrarlayabilirsiniz.



Kırışıklıklara ve Lekelere Karşı Limon Maskesi

Limonun cildi sıkılaştıran bir etkisi vardır. Ayrıca fazla yağı alarak asitli yapısıyla lekelerin görünümünü hafifletir. Karbonatla birlikte kullanıldığında peeling etkisi yaratır ve kırışıklıkların görünümünü azaltır. Yağlı cildi olanlar bu maskeyi haftada 1 kez yapabilir.
İhtiyacınız olan malzemeler;

Yarım limonun suyu ve 2 tatlı kaşığı karbonat.

Karbonatla limonu yoğun kıvamlı bir krem haline gelinceye kadar karıştırın. Bu karışımı yüzünüze ve boynunuza sürerek 10 dakika bekletin. Temizlemek için ılık su kullanabilirsiniz.

Bu maskeyle ilgili dikkat edilmesi gereken 2 nokta var. Eğer cildiniz kuruysa limonun kurutucu etkisi cildinizde tahrişe neden olabilir. Bu nedenle kuru cildi olanların kırışıklıklar için yoğurt maskesini kullanması daha iyi. İkinci nokta ise bu maskeyi yaptıktan sonra güneşe çıkmamaya dikkat etmeniz gerektiği. Çünkü limon cildi güneş ışınlarına hassas hale getirebilir.

Cildi Besleyen Badem Maskesi

Cilt sağlığı için önemli olan E vitamini, lif, demir, çinko, folik asit ve kalsiyum bakımından zengin olan badem maskesi yorgun cildi canlandırmak, cilde parlaklık vermek ve kırışıklıkları önlemek için düzenli olarak kullanılabilir.
1 avuç bademi geceden yarım kase süte yatırın. Sabah bademlerin kabuğunu soyarak (sütte yumuşadığı için sabah daha kolay soyuluyor) rondodan geçirin veya havanda dövün.

Sürülecek kıvama geldiğinde tüm yüzünüze sürün ve 20-30 dakika kadar bekletin. Daha sonra ılık suyla yıkayabilirsiniz.

Badem pahalı olduğu için maskesi de biraz pahalı oluyor ama cildiniz kendine gelene kadar her gün tekrarlamanızı öneririm.

Kırışıklık Giderici Yumurta ve Bal Maskesi

Cildi sıkılaştıran yumurta akı, cilde esneklik veren rezene yağı, kan dolaşımını artırarak yeni cilt hücresi üretimini tetikleyen sandal ağacı yağı ve nemi hapsederek cildi yumuşatan bal içeren bu maskeyi haftada 1 kez yapabilirsiniz.
1 yumurtanın akını 1 yemek kaşığı bal, 4 damla rezene yağı ve 5 damla sandal ağacı yağıyla karıştırın. Önceden yıkayıp kuruttuğunuz yüzünüze masaj yaparak sürün ve 20 dakika bekletin. Maskeyi boyna ve dekolte bölgesine de sürebilirsiniz.

Cildi Yenileyen Muz Maskesi

Vitamin, mineral ve antioksidan içeren muz maskesinin yapımı oldukça kolay. Diğer maskeler için vaktiniz yoksa bu maskeyi haftada 2 kez yapın.
Çok olgunlaşmamış, kararmamış 1 muzu çatalla ezdikten sonra yüzünüze sürüp ve en az 30 dakika bekletin. Ilık suyla temizledikten sonra nemlendirici kullanın.

Nemlendirici etki için muza 1 tatlı kaşığı bal ekleyebilirsiniz.

Kuru Ciltler İçin Avokado Maskesi

Kuru cilt yağlı cilde göre daha çabuk kırışır ve kırışıklıklar daha derin olur. Cildinizin kurumasını önlemek, daha doğrusu nemlenmesini sağlamak için sık sık nemlendirici kullanmalı, güneşten korumalı ve içtiğiniz su miktarını artırmalısınız. Avokado maskesi gibi evde yapacağınız bazı maskeler de bu konuda size yardımcı olabilir.

İhtiyacınız olan malzemeler;

2 çay kaşığı avokado, 2 çay kaşığı bal ve 1 yumurtanın sarısı.

Anti aging etkisi olan bu maskeyi hazırlamak için önce avokadoyu çatalla ezin ve yukarıdaki diğer malzemelerle karıştırın. Parmak uçlarıyla yüzünüze ve boynunuza sürdükten sonra en az 30 dakika bekletin.

Yağlı Ciltler İçin Besleyici Havuç Maskesi

Kırışıklık giderici kozmetik kremlerin içindekiler bölümünü okuduğunuzda büyük çoğunluğunun bitkisel A vitamini olan retinol içerdiğini görebilirsiniz.
Retinol yeni cilt hücresi üretimini tetikleyerek cildin kendisini yenilemesini ve dolayısıyla kırışıklıkların görünümünün azalmasını sağlar ve yeni kırışıklıkların oluşmasını geciktirir. Retional bakımından zengin havuç maskesi de bu etkiyi, üstelik pahalı kozmetik kremlere göre çok daha ucuza yaratır.

2 adet orta boy havucu haşladıktan sonra henüz sıcakken rondoya atın veya çatalla püre kıvamına gelinceye kadar ezin. Bu püreye 1 yemek kaşığı bal ekleyin ve tekrar karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza sürdükten sonra 10-15 dakika bekletin. Maskeyi temizlemek için ılık su kullanabilirsiniz.

Bu kırışıklık maskesi tariflerini düzenli olarak yaparak kırışıklıkların oluşumunu geciktirebilir, cildinizin dana sağlık ve canlı görünmesini sağlayabilirsiniz.

Ancak cilt bakımında önceliğin beslenme ve su tüketimi olduğunu unutmayın. Yani cildinize ne kadar iyi bakarsanız bakım sağlıksız beslenme ve az su tüketimini nedeniyle cildiniz çok daha çabuk ve hızlı kırışacaktır.

Kırışıklara karşı doğal ürünlerle yapılan başka bir maske tarifi...

Malzemeler: Kaymak + Elma

Hazırlanışı: Bu maskeyi hazırlamak için soyulmuş bir elma ve üç kaşık kaymağı mikserle bir kaç dakika karıştırmanız yeterli. Karışımı cildinize yaydıktan sonra temiz bir bezle yüzünüzü kapatın. Yaklaşık on dakika bekledikten sonra maskeyi silin ve yüzünüzü ılık suyla temizleyin.

Ne işe yarıyor: Kaymak cildi yumuşatır, nemlendirir ve cilde elastikiyet kazandırır. Kırışıklara karşı da etkilidir. Elma ise cildin diri kalması için önemli etken. 

Ne zaman kullanmalı: Haftada bir kez.

Yağlı ciltler için...

Malzemeler: Bal + süt + limon suyu

Hazırlanışı: Bir fincan içinde bir kaşık balı, bir kaşık limon suyunu ve kıvamın koyuluğunu bozmayacak miktarda sütü karıştırın. Karışımı yüzünüze ve boynunuza yayın ve hafifçe kuruyana kadar bekleyin. Maskeyi nemli bir sünger yardımıyla silerek temizleyin.

Ne işe yarıyor: Bal cildi yumuşatır ve limon suyunda bulunan aktif maddelerin daha iyi emilmesini sağlar. Bu maddeler de cildin yağ salgısını dengeler, fazla yağ salgısı sonucu oluşabilecek sivilceleri önler.

Ne zaman kullanılmalı: İhtiyaca göre on-on beş günde bir tekrarlayabilirsiniz.


Sivilce Hakkında...

Ergenlik dönemiyle birlikte başlayan sivilceler, bu dönem bittikten sonra da ciltte yıllarca kalabiliyor. Sivilce nasıl geçer? Birkaç püf nokta ile sivilcelerden kurtulmaya başlayabilirsiniz.

Ergenlik dönemi olarak bilinen 12-21 yaş aralığında cilt tipine göre yoğunlukla oluşumu gözlenen sivilceler kişinin bu dönemde sivilcelerle oynamasına veya cilt tipine bağlı olarak sıklık gösterebilir. Özellikle yüz bölgesinde oluşumu gözlenen sivilcelerin oynanması veya farklı sebeplerden dolayı hızla yayılması mümkündür.

Ergenlik döneminin sona ermesiyle yavaş yavaş yok olmaya başlayan sivilceler geride izler bırakabilmekte ve bu izler zaman zaman kişiler üzerinde rahatsız edici etkiler bırakabilmektedir.Sivilce, özgüveni azaltan, sosyal hayatı etkileyen önemli bir sorun. Sadece ergenlikte döneminde değil, hayatın sonraki dönemlerinde de karşılaşılabiliyor.

Sivilceler (kist veya akne) dış görünümü olumsuz olarak 2 şekilde etkileyebilir. Birincisi; eğer sivilce yüzünüzdeyse zaten dikkat çekeceği için sıkıntı yaratacaktır, ikincisi ise eğer sivilceyi doğru tedavi etmezseniz iz kalma ihtimali yüksektir.

İz kalmasını istemiyorsanız büyük sivilceleri kesinlikle sıkmaya çalışmayın, cildinizi temiz ve ellerinizi sivilceden uzak tutun. Büyük sivilceler için kurutucu merhemleri reçetesiz olarak eczanelerde bulabilirsiniz. Ayrıca bazı basit ama etkili evde tedavi yöntemlerini kullanabilirsiniz.

Büyük Sivilceler İçin Evde Bakım

Büyük sivilceler için evde tedavi yöntemlerine geçmeden önce cildinizi bu tip sorun yaratan sivilcelerden nasıl koruyabileceğiniz hakkında bir kaç bilgi vereyim. Sivilceler yüzünüzde oluşuyorsa bunun en önemli nedeni cilt temizliğini yeterince yapmamanızdır. Cilt temizliği derken sabah ve akşam yüz yıkamaktan bahsetmiyorum. Cildim tam anlamıyla temiz olabilmesi için cilt gözeneklerinin temizlenmesi gerekir.

Gözenekler tıkanırsa bu bölgelerde sivilceye neden olan bakteriler birikmeye başlar, bir de cildiniz yatkınsa sivilce sorunu önüne geçilemeyen bir probleme dönüşebilir. Buna engel olmak için cildi derinlemesine temizleyen, gözeneklerde biriken yağı ve kiri alan özel yüz yıkama kremlerinden kullanabilirsiniz. Hiç vaktiniz yoksa en azında yüzünüzü bir parça pamuğa damlattığınız tonikle silebilirsiniz.

Cildiniz çok yağlıysa, gün içinde fazla yağı almak için yüz temizleme mendillerinden kullanabilir veya yine tonikle yüzünüzü silebilirsiniz. Sabah kalktığınızda yüzünüzü suyla yıkamadan önce yağı alarak yağın gözenekleri tıkamasını engelleyebilirsiniz.

Bu uygulaması kolay önerileri dikkate alırsanız sivilce oluşumunu azaltmanız mümkün. Şimdi mevcut büyük sivilceler için evde neler yapabileceğinize bir göz atalım.

Evde Sivilce Tedavisi

Öncelikle büyük sivilcelerin çabuk geçmediğini kabul etmek gerekiyor. Hızlı bir çözüm sizi sivilceye elle müdahaleye itebilir ve bunun sonucunda da cildinizde tedavisi çok daha zor sivilce izleri kalmasına neden olabilir. Kendinize en az 10 gün tanıyın. 10 gün boyunca tüm uğraşlarınıza rağmen sivilce geçmiyorsa bir cilt doktoruna veya güzellik uzmanına danışabilirsiniz.

Karbonat: Karbonat cildi temizlemek ve sivilce oluşumu tetikleyen ölü cilt hücrelerini almak için kullanılabilir. Aynı zamanda büyük sivilceleri kurutucu etkisi vardır ancak cildinizin tahriş olmaması için fazla kullanmayın ve mevcut sivilcelere sürerken fazla bastırmayın. Az miktarda karbonatı (1-2 çay kaşığı) suyla (yarım su bardağı) karıştırarak uygulayabilirsiniz.

Yulaf Maskesi: Yulaf maskesi hem fazla yağı alır hem de gözenekleri temizleyerek sivilceleri azaltır. Ayrıca büyük sivilcelere sürüldüğünde daha çabuk kurumasını sağlar. Yulaf maskesi için yulafı azar azar su ekleyerek yoğun bir krem kıvamına gelinceye kadar karıştırın. Daha sonra tüm yüzünüze eşit miktarda yayın ve 30 dakika kadar kurumasını bekleyin. Maske kurudukça cildinizin gerildiğini hissedeceksiniz. Maskeyi çıkarmak için ılık su kullanabilirsiniz. Yulaf maskesini haftada 1-2 kere uygulayabilirsiniz.

Narenciye Suyu: Portakal, limon, greyfurt ve diğer narenciye suları asitli yapılarıyla sivilcenin iyileşme sürecini hızlandırabilir. Örneğin limon suyunu sıktıktan sonra sivilcenin üzerine ve çevresine sürüp yarım saat bekletin. Limon suyunu çıkarmak için ılık su kullanabilirsiniz. Bu uygulamayı sivilce kuruyana kadar her gün tekrarlayın.

Aloe Vera: Aloe vera sivilcenin hızlı geçmesini ve geçtikten sonra iz kalmamasına sağlar. Bunu sağlamak için her gece yatmadan önce sivilcelere aloe vera jeli sürebilirsiniz.


Yıkama: Yüzünüzü her sabah ve akşam cildi tahriş etmeyen bir temizleyici ile iyice temizleyin. Seçtiğiniz ürünlerde "salisilik asit" bulunursa daha etkili olacaktır.



Peki ama yüzdeki, sırttaki ve vücudun diğer bölgelerindeki sivilcelerle nasıl baş etmek gerekir?

Öncelikle kullandığınız kozmetik malzemelerini iyi seçmelisiniz...

Sivilceli cilde sahip olanların daha çok su bazlı kozmetikleri tercih etmesi gerekiyor. Yağlı kozmetik ürünler, gözenekleri tıkayarak, akne gelişmesine neden olmaktadır. Yağlı saç kozmetikleri; saçlarda ve alın hattında akne gelişmesine sebebiyet verebilir. Akneli cilde sahip olan kişilerin yağsız, su bazlı, non-komedojenik ibaresi bulunan kozmetik ürünleri tercih etmeleri gerekir.

Sivilceli cildin nefes alamabilmesi için makyaj mümkün olduğunca az yapılmalı, gece yatmadan önce çıkarılmalıdır.

Sivilcelerinizi ellemeyin.

Sivilcelerinizi sıkmak sivilcenin dağılmasını kolaylaştıracağı gibi aynı zamanda da leke kalmasına sebep olacaktır. O bölgeye elle temas halinde dahi mikrobun başka bir bölgeye yani sivilce olmayan bölgeye bulaşması çok hızlı bir şekilde gerçekleşir.

Bol su için.

Böylece cildin esnekliği artar, atıkların gözeneklerden çıkmasına yardımcı olur.

Sigara ve Alkol kullanmayın.

Cildi sıkı tutan elastik dokulara zarar verir. Kırmızı noktalar ve kaşıntı yapar.

Stres tabi ki sivilcelerin çıkmasında da çok büyük bir etkendir. Bu yüzden stresten kaçının.

Yiyeceklerinizi doğru seçin.

Sivilceye sebebiyet veren yiyeceklerden uzak durun. Kuruyemiş, turşu, baharatlı gıdalar gibi.

Peki sivilce nasıl geçer?

Duş almayı sıklaştırın.

Terlediğiniz zaman duş alın. Terli cilt sivilceleri artırır. Bakteriler nemli ortamı sever. Nemli giysilerde giymeyiniz. Saçlarınızı mümkün olduğunca yüzünüzden uzak tutun.

A Vitamini kurtarıcıdır.

A vitamini içeren yiyecekleri çok tüketin. A vitamini şu besinlerde bulunur. Havuç, yeşil biber, elma, armut, patlıcan, havuç, kereviz, lahana, karnıbahar, ıspanak, taze fasulye, patates ve domates.

Evinizde de rahat ve kolay bir tedavi uygulayabilirsiniz.

Limon suyu kurutucu ve leke giderici özelliğe sahiptir. Kekik ve lavanta suyu antimikrobik özelliktedir. Gül suyu arındırıcıdır. Papatya çayı iltihap dindiricidir. Yeşil çay iltihap dindiricidir. Cildi yenileyen antioksidanlar içerir. Yoğurt cildi yumuşatır ve pürüzsüzleştirir. Kil gözenekleri arındırır. Yulaf vitamin ve mineraller içerir. Öğütülmüş yulaf deriyi düzgünleştirir. Bal deriyi nemlendirir. Antimikrobik etkisi vardır. Gliserin yağlandırmadan nemlendirir. Meyveler ve sebzeler cilde çok faydalı, cildi yenileyen antioksidanlar içerirler. Elma ve üzüm sirkesi antimikrobik ve cildi yenileme özelliklerine sahiptir.

Düzenli egzersiz, vücut sağlığını artırırken stresi azaltıyor. Yani egzersiz, sivilcesi olan herkes için iyi bir yöntem. spor, ciltteki kan dolaşımını artırarak hücrelerin oksijen alımını artırır. Bu sayede akne oluşumu azalır ve olası diğer cilt sorunları da engellenir. Aynı zamanda lekeler ve siyah noktalar daha hızlı iyileşir.

Akneler, özgüven sorunu yaşamanıza yol açarken, spor yapmak, aynı zamanda daha fit bir vücutla kendinizi daha iyi hissetmenizi de sağlar. Çünkü vücut sporla mutluluk hormonu olan endorfin salgılamaya başlar.

Egzersiz, akneye meyilli ciltlerde sorunlara sebep olan büyüme ve stres hormonlarının da düzenlenmesine yardımcı olur. Fakat egzersizin de fazlasından sakının. Çünkü bu da testosteron seviyesinin ve yağ üretimin artmasına sebep olabilir ve akneler kötüleşebilir.

Akne sorununa çözüm olarak en iyi egzersizler yüzme, kürek çekme, hafif tempolu koşu, tempolu yürüyüş ve takım sporlarıdır.

Tüm egzersizler gibi bisiklete binmek de sivilce sorununun yanı sıra kalori harcamanıza ve kilo vermenize yardımcı olur. Bisiklete binerek nasıl zayıflayabilirsiniz? yazımızdan ne kadar sürede kaç kalori yakabileceğinizi öğrenebilirsiniz.

Yüzme, cildi hem içten hem dıştan temizleme etkisiyle en etkili egzersizdir. Sadece yüzdükten sonra cildinizdeki tuz veya klorun iyice durulandığından emin olun.

Spor yapmadan önce yüzünüzdeki bakterileri temizlemek için doğal çay ağacı özlü yıkama jeliyle yüzünüzü yıkayarak spor süresince terleme yoluyla sivilcelerin yayılmasına engel olun.

Eğer sırtınızda ve göğsünüzde sivilce varsa, spordan önce duş alın ve temiz, kuru bir havlu ile kurulanın.

Asla spor yaparken yüzünüzde makyaj olmasın. Cildinizin de nefes almaya ihtiyacı var ve makyaj terle karışarak bakteri üretimini artırır, gözeneklerin tıkanmasına yol açar. Daima spordan sonra duş alın ve yeni, temiz kıyafetler giyin. Spor yaparken giydiğiniz elbiseleri de bakterilerden arındırmak için yıkayın.



Sivilce Lekeleri için Limon Suyu

Bilindiği üzere limon suyu cilt beyazlatıcı etkiye sahiptir bu sayede sivilcelerin kaybolmasına destek olmaktadır. İlk olarak yarım limonu bir çay tabağına sıkarak pamuklu kulak çöpü veya küçük bir pamuk topu yaparak limon suyuna batırın ve sivilce izlerinin olduğu bölgelere uygulayın.  Sonrasında 10 dakika kadar bekleyerek yüzünüzü ılık suyla durulayın. Limon cildinizi gereceğinden dolayı bu süreyi daha kısa da tutabilirsiniz. Ayrıca hemen belirtmek gerekir ki cilt kuruluğu olanlar bu yöntemi çok daha kısa süre uygulamalı veya alternatif yöntemlere başvurmalıdırlar.

Karbonat ile Sivilce İzlerinden Kurtulun

Bir çay tabağına koyacağınız 1 tatlı kaşığı karbonat ile 2 tatlı kaşığı suyu karıştırarak hamur kıvamına getirin. Sonrasında yüz bölgenize masa yaparak uygulayın ve 5 dakika kadar bekleyin ardından ılık suyla iyice durulayın. Kesinlikle sivilce üzerine uygulamayın zira karbonat sivilcelerin yayılmasına sebebiyet verebiliriz. Sivilce izlerini azaltmak için tercih edebilirsiniz.

Kuru Ciltler için Tedavi Edici Bal

Sivilce izlerinden kurtulmak istiyorsunuz ancak cildiniz kuru olduğu için birçok yöntem sizin için sorun oluyorsa bu yöntemi deneyebilirsiniz. Bal bilindiği üzere antibakteriyel özellikler içerdiğinden ve nemlendirici etkiye sahip olduğundan kuru ciltlerde tercih edilebilir. Bunu yanında cildin parlak görünmesini de sağlayarak onarıcı bir etkiye sahiptir. Doğal bal süzülerek öncesinde ılık suyla yıkanan cilde masaj yapılarak ince bir tabak halinde sürülür ve 5 dakika kadar beklendikten sonra bol ılık suyla durulanır. Aynı zamanda bal cildinizdeki kırmızı lekelerin kaybolmasına da yardımcı olur.

Sivilceler için karnıbahar...

Malzemeler: Karnı bahar + Zeytinyağı

Hazırlanışı: Sekiz adet karnı bahar yaprağını iki kaşık zeytinyağı ile beraber mikserden geçirin. Karışımı, problemli bölgeler üzerinde daha yoğun olacak şekilde yüzünüze yayın, on dakika bekleyin ve yüzünü ılık suyla temizleyin.

Ne işe yarıyor: Karnı bahar yapraklarının temizleyici fonksiyonu vardır. 

Ne zaman kullanılmalı: Haftada bir yada iki kez.


KOLTUK ALTI KARARMASI...


Sir ağda, jilet, terlemeyi önleyici deodorant kullanımı, hamilelik, epilasyon aleti gibi sebeplerle koltuk altı kararması meydana gelebilir. Bu bölgelerde lekeleri gidermek ve cilt rengini açmak için isterseniz bitkisel isterseniz tıbbi çözüm yöntemleri uygulayabilirsiniz.

Koltuk altı bölgesindeki derinin koyu renkli olması genellikle bir hastalık değildir. Basit şekilde, koltuk altındaki cildin, dışarıdan gelen bazı bileşenlere karşı vermiş olduğu doğal tepki olarak düşünülebilir.

Koltuk altlarının normal deri renginden siyah gözükmesinin nedenleri arasında kılların traş edilmesi yada alınması, düzenli olarak koltuk altı kıllarının giderilmesi için kremler kullanılması, aşırı terleme, koltuk altlarının havalanmasının yeterli olmaması, ölü cilt hücrelerinin birikimi ve alkol bazlı deodorant ve ter önleyicilerin kullanılması sıralanabilir.
Kolayca, güvenli, etkili, doğal ve uygun fiyata evde hazırlayabileceğiniz karışımlar sayesinde koltuk altlarınızdaki koyuluklardan kurtulabilirsiniz.

Ancak, her zaman bu sorun masum nedenlerden kaynaklanmayabilir. İnsülin direnci ile ilgili Akantozis nigrikans, obezite, hormonal bozukluklar, bazı ilaçlar ve kanser gibi nedenlerden dolayı da ortaya çıkabilir. Aslında bu durumun nedeninin en iyi şekilde belirlenebilmesi için doktora görünmeniz daha doğru olacaktır.

Koltuk Altı Kararması Neden Olur?

Tıraş Etmek

Akşamları erkeklerin yüzü koyu renkli ve pürüzlü görünür. Eğer tıraş etmeyi tercih ediyorsanız aynı durum koltuk altı için de geçerlidir. Tıraş edilen koltuk altı kılları daha koyu renkli ve kalın olur. Bu durum koltuk altındaki cildin altında bile görülebilir ve koltuk altında gölge şeklinde ve renk bakımından düzensiz bölge oluşmasına neden olur.

Aşırı Sürtünme

Koltuk altındaki cilt sürekli olarak bir şeylere sürtünmektedir. Bu durum oldukça, ciltte tahrişe karşı koruma olarak ciltte kalınlaşma görülür (hiperkeratoz). Cildin aşırı kalınlaşmasıyla rengi koyulaşır (hiperpigmentasyon) ve asıl rengini kaybeder.

Hormon Değişiklikleri

Hamilelikte olduğu gibi vücudun hormon dengesi periyodik olarak değişir. Bu durum vücudun melanin üretimini artırır ve bu da leke oluşmasına, deri renginin düzensiz olmasına, dudakta, burunda ve koltuk altında kararmaya neden olur.

Bakteriler

Koltuk altı gibi karanlık ve terli ortamlar mikroorganizmalar için çok uygundur. Terle beraber kötü kokuya neden olurlar. İleri seviyelerde, eritrazma denilen koltuk altlarında da görülen bulaşıcı bir cilt hastalığına dönüşür. Bu hastalık sonucunda, koltuk altı cildinin alt tabakalarında kronik enfeksiyon meydana gelir. Ayrıca bu hastalık cildin pürüzlü olmasına ve renginin önce kırmızıya daha sonra da zamanla yavaş yavaş kahverengi olmasına yol açar.



Koltuk Altı Kararması İçin Evde Tedavi Yöntemleri

Aşağıda koltuk altı kararmasına iyi gelen, denenmiş ve olumlu sonuçları görülmüş yöntemler sıralanmıştır. Bu yöntemlerden en az biri bu sorunu gidermek için yeterli olacaktır.

1) Limonla Koltuk Altlarını Doğal Yollardan Beyazlatmak

Cildinizde meydana gelen herhangi bir kararmayı gidermek için kullanılacak maddelerden akla gelecek ilki limondur. Hiçbir şey limon kadar iyi bir beyazlatıcı değildir. Limon sadece doğal bir temizleyici değil, hem de anti-bakteriyel ve antiseptik (mikropların üremesini önleyen) özelliklere sahiptir. Limonun asidik özellikleri pul pul dökülen ölü deri hücreleri boyunca cildi beyazlatmaya yardımcı olur. Bu yüzden koltuk altını beyazlatmak için limon neden kullanılmasın?

Her gün banyo yapmadan önce koltuk altı kalın bir limon dilimiyle ovulur. Limon, cildi kuruttuğu için banyodan sonra nemlendirici kullanmakta fayda vardır. Diğer maddede anlatılacağı gibi cildi kurutmaması için limon farklı yollarla da kullanılabilir.
Limon suyuna bir iki tutam zerdeçal, bal ve yoğurt katılır. Bu karışım macun kıvamına gelir. Bu karışımı kararan koltuk altına uygulanıp 10 dakika beklenir. Daha sonra iyice yıkanır.

2) Patatesle Beyazlatmak

Patatesler de doğal beyazlatıcılardır. Hassas cilde sahip olan insanlarda limonun asitli yapısı cildi tahriş edebilir. Fakat patateste bulunan asit cildi tahriş etmez. Cildi beyazlatmak için patates şu şekillerde kullanılabilir:

İnce bir patates dilimiyle koltuk altı 5-10 dakika ovalanır ve daha sonra ılık suyla yıkanır.
Başka bir yöntem de patatesi rendeledikten sonra çıkan suyu parmaklarla ya da pamuk yardımıyla koltuk altına uygulamaktır. 10 dakika bekledikten sonra koltuk altı yıkanır.
Daha hızlı sonuç elde etmek için günde iki defa bu yöntemler denenebilir ve 7 gün içerisinde koltuk altının renginin açılması beklenir.

3) Salatalık Uygulamak

Eğer limonun beyazlatma özelliklerinden yararlanılmak isteniliyorsa, limon suyuna salatalık katılabilir. Limon cildi beyazlatırken salatalık da cildin kaşınmasını ve tahriş olmasını engeller.

Limon suyu salatalık suyuyla karıştırılır ve bir tutam zerdeçal eklenir. Limon beyazlatır ve ölü hücreleri uzaklaştırır, salatalık serinleme etkisi yapar ve zerdeçal da normal rengin değişmesini engeller. Salatalıklar basitçe yuvarlak şekilde kesilip koltuk altı salatalıkla ovalanabilir. Katkısız salatalık suyu da koltuk altına uygulanabilir. Bu yöntem de cildin birkaç günde beyazlamasını sağlar.

4) Koltuk Altındaki Cildi Doğal Yollarla Soymak

Bazı durumlarda koltuk altı kararmasına neden olan tek şey ölü hücrelerin toplanmasıdır. Bu gibi durumlarda koltuk altındaki cilt hafifçe soyulmalıdır. Yumuşak lifler yeterli gelebilir fakat fırçayla yapmak koltuk altının beyazlamasını sağlayacaktır. Burada bahsedilen fırçalar kimyasallardan oluşan sert fırçalar değil doğal olanlardır.

Özellikle aşırı terleyen insanların koltuk altı ciltlerini daha sıkça soymaları gerekir. Çünkü koltuk altı vücuttaki terin çoğunun biriktiği yerdir ve genelde başka yere gidemez. Bununla birlikte cildi çok fazla soymak, koltuk altlarındaki ter bezlerinde, kıl köklerinde ve gözeneklerde enfeksiyona yol açan yaralara neden olabilir. Bu yüzden koltuk altındaki cilt dikkatlice soyulmalıdır. Sert fırça ya da sünger taşı kullanmaktan kaçınmak gerekir.

Koyu görünen koltuk altlarınızda ölü cilt hücrelerinin, uzaklaştırılması ten renginizin açılmasını sağlayacaktır. Cildin soyulması için aşağıdakilerden birini uygulayabilirsiniz.

• Şeker ile; 3 yemek kaşığı sızma zeytinyağı ile bir fincan kahverengi şekeri karıştırın. Bir duş veya banyoda 1-2 dakika ıslak cilde uygulayın ve durulayın. Haftada iki kez bu uygulamayı yapın.

• Kabartma (karbonat) tozu ile; Kabartma tozu ve su ile macun hazırlayarak bir kese ile koltuk altlarınızı ovunuz. İşlem sonrası durulayın ve kurulayın.

• Kabartma tozu ve gülsuyu ile; Bu ikiliyi kullanarak biraz kalın bir macun yapın ve koltuk altınıza uygulayın, durulayın ve kurulayın. Koltuk altlarınız aydınlanana kadar bunu yapınız.

• Portakal; Bir portakal soyun ve güneşte kurutup toz haline getirin. Süt yada gül suyu ilave ederek macun haline getirin ve daha sonra 15 dakika koltuk altlarınıza uygulayın ve soğuk su ile durulayın. Yaptığınız şey koltuk altlarınızdaki ölü hücreleri uzaklaştırmanın en etkili yollarından biridir.

• Pomza Taşı ile; Ayak taşı yada sünger taşı da denir. Koltuk altınızdaki ölü hücreleri kaldırmak için bu taş ile ovalama yapınız. Eczanelerde rahatlıkla bulabilirsiniz. Cildinizi tahriş edebilir çok fazla bastırmadığınızdan emin olun. Taşı ıslatın ve yavaşça koltuk altınızı fırçalayın.


Koltuk altı için doğal fırçalama yapma yöntemleri şunlardır:

Limon suyuna kahverengi şeker veya toz şeker atılır. Karışım koltuk altlarına 5-10 dakika uygulanır. Daha sonra ıslak parmaklarla koltuk altları hafifçe ovalanır ve bu esnada şeker tanecikleri hissedilir. Bu uygulama koltuk altındaki cildi mükemmel şekilde kaldırarak beyazlatır. Birkaç sonra koltuk altları yıkanır. Bu tür uygulama özellikle koltuk altı kararması traş sonucu oluşması durumunda faydalıdır.

Biraz ceviz veya yer fıstığı çekilerek toz haline getirilir. Bir yemek kaşığı limon suyu ve bir çay kaşığı bal ceviz ya da yer fıstığı tozuyla karıştırılıp macun haline getirilir. Bu karışım koltuk altına uygulanır ve 10 dakika beklenir. Daha sonra iyice yıkanır.

5) Karbonat Kullanmak

Koltuk altı karbonatla da beyazlatılabilir. Karbonat koltuk altını fırçalamak için kullanılabilecek en iyi maddelerdendir. Aslında, eğer karbonat kullanılırsa koltuk altı kararmasının başka bir nedeni olan deodorant ve ter önleyiciler vücuttan uzaklaştırılır.

Karbonat vücuttaki kötü kokuyu da engeller. Aynı zamanda karbonatla yapılan fırçalama ile zarar görmüş hücreler atılır ve tıkanmış gözenekler açılır. Ayrıca karbonat koltuk altındaki mikropları öldürerek kokuyu önler ve cildin rengini açar.

Biraz karbonatla su karıştırılır ve koyu bir macun yapılır. Koltuk altına uygulanır ve hafifçe koltuk altı fırçalanır. Daha sonra koltuk altını yıkadıktan sonra aynı bölge havluyla hafifçe kurulanır.
Eğer bu kadar ayrıntılı şekilde yapılmak istenmiyorsa, karbonatla az miktarda su karıştırılıp, bu karışım koltuk altına sürülür.

6) Portakal Kabuğu Kullanmak

Başka bir doğal yolla fırçalama da portakal kabuklarıyla yapılabilir. Limonla aynı aileden olan portakalın da koltuk altlarını beyazlatma özelliği vardır. Portakal kabuğu şöyle kullanılır:

Portakal kabukları gölgede kurutulur.
Kuruyan kabuklar çekilerek toz haline getirilir.
Biraz gül suyu ve süt alınır.
Koyu bir macun elde edilinceye kadar toz haline gelmiş portakal kabuğu, süt ve gül suyu iyice karıştırılır.
Bu macun koltuk altına 10 dakika boyunca hafifçe uygulanır.
Soğuk suyla iyice yıkanır.
Bu fırçalama ölü hücreleri uzaklaştırır, cildi beyazlaştırır ve portakalla gül suyu etkisiyle hoş bir koku bırakır.



7) Süt Kullanmak

Sütteki vitaminler ve yağ asitleri koltuk altındaki derinin rengini açmada çok etkilidirler. Lor ile karıştırıldığında laktik asit de koltuk altınızı beyazlatmada harikalar ortaya çıkarabilir.

Malzemeler
Süt: 2 yemek kaşığı
Lor peyniri: 1 yemek kaşığı
Un: 1 yemek Kaşığı
Yapılışı
Süt, lor peyniri ve unu karıştırarak bir macun elde edin.
Bu macunu koltuk altınıza uygulayın.
15 dakika bekletin.
Suyla yıkayın.

8) Yağ Kullanmak

Birçok sağlık durumu sebebiyle yağdan uzak durmanız gerekebilir. Fakat bazı yağlar vücudunuz hatta koltuk altınız için faydalı olabilir. Sadece hangi yağı nasıl kullanacağınızı bilmeniz gerekir.

Zeytinyağı

Zeytinyağı, içeriğindeki antioksidanlar ve diğer etkin maddeler ile cildiniz için çok faydalıdır.

Malzemeler;

Sızma zeytinyağı: 3 yemek kaşığı
Kahverengi şeker: 1 kap – 200 gram

Yapılışı;

Kahverengi şeker ile zeytinyağını karıştırın.
Koltuk altınızın derisini ıslatın.
Şeker-yağ karışımını bu bölgeye uygulayın.
Yaklaşık 5 dakika bekletin.
Suyla yıkayın.

Bu karışımı haftada en az 2 kere uygulayın. Hatta duş almadan önce de uygulayabilirsiniz. Böylece yağın kıyafetlerinize zarar vermesini engelleyebilirsiniz.



Hindistan Cevizi Yağı

Hindistan cevizi yağı genel olarak cildiniz için çok faydalıdır. Ayrıca içerdiği E vitamini sayesinde cildi aydınlatır. Bu yağı kullanma konusunda yaşanacak bir zorluk yoktur. Sadece duştan önce koltuk altınıza biraz bu yağdan sürün, sabun ve ılık su ile yıkayın. Bazı insanlar bunun doğal deodorant olduğunu da düşünürler. Bununla birlikte bazıları bu yağın kokusunu sevmeyebilirler. Siz de bu insanlardansanız saf E vitamini kullanabilirsiniz.

E Vitamini Yağı

Cilt tedavisi söz konusu olduğunda, doktorların E vitaminini tercih etmelerinin haklı sebepleri vardır. Bu yağ koltuk altını sadece beyazlatmakla kalmaz ayrıca o bölgedeki deriyi yumuşak ve pürüzsüz yapar. Sadece az bir miktar yağı bölgeye birkaç dakika sürün ve yıkayın. Hatta E vitamini kapsülü alıp, her seferinde bir kapsülü kırarak bu yağı koltuk altınıza uygulayabilirsiniz. Böylece bu pahalı yağı boşa harcamış olmazsınız.

9) Nohut Unu Kullanımı

Bu yöntem koltuk altı beyazlatmada çok etkili bir yöntemdir.

Malzemeler;

Nohut unu: 2 yemek kaşığı
Yoğurt: 1 yemek kaşığı
Limon suyu: 1 yemek kaşığı
Zerdeçal: büyük bir tutam

Yapılışı;

Nohut unu, yoğurt, limon suyu ve zerdeçalı karıştırın.
Pürüzsüz bir karışım elde edene kadar karıştırın.
Bu macunu koltuk altınıza uygulayın.
Yarım saat bekletin.
Suyla yıkayın.

Bu karışım, koltuk altınızı hem temizleyip, hem nemlendirip, hem beyazlatarak koltuk altınıza açık bir ton vermesi açısından çok faydalı bir karışımdır. Daha iyi bir sonuç için bu karışımı ilk 2 hafta boyunca her gün, daha sonra haftada iki kez uygulayın.

Ne Zaman Doktora Gidilmeli?

Akantozis nigrikans adı verilen bir hastalıktan muzdarip olabilirsiniz. Bu durum, koltuk altı kararmasına sebep olabilir ve evde yapılan yöntemlerle tedavi edilemez. Akantozis nigrikans, vücutta siyah izler ve noktalara yol açabilir. Özellikle koltuk altında, kasıklarda, iç bacak ve boyunda. Eğer obez iseniz, bazı vücut bezleriniz yeterince çalışmıyorsa ve hatta tip 2 diyabetiniz varsa bu hastalığa yakalanma riski altındasınız demektir.

Şeker seviyenizi kontrol altında tutmalısınız. Yüksek insülin seviyesi pigmentasyona sebep olabilir. Eğer obez iseniz kilo vermelisiniz ve eğer vücut bezlerinde problem varsa bir endokrin uzmanına görünmelisiniz. Bazen akantozis nigrikans kalıtsal olabilmekle birlikte, bazen de doğum kontrol hapları gibi ilaçlardan kaynaklanabilmektedir.

Tüm bu durumlar, evde çözülemeyen durumlar olup, doktora danışmayı gerektirir. Eğer tüm evde yapılabilecek ya da bitkisel yöntemleri denediğiniz halde çözüm sağlayamadıysanız, koltuk altı kararmasından kurtulmak için doktora başvurunuz.

EVDE HAZIRLANABİLECEK DİĞER YÖNTEMLER

Bir diğer etkili yöntem ise yumurta sarısından elde edilen yumurta yağıdır. Yumurta yağı nazikçe kararmış görünen bölgelere uygulanır ve bir gece bekletilir. Yumurta yağında bulunan omega3 cildinizin yumuşak ve parlak yapılması için yeni cilt hücrelerinin oluşumunu teşvik eder. Sabahleyin vücudunuz ile aynı pH’taki bir sabunla cildinizi yıkayın.

- Günde en az iki defa koltuk altlarına nemlendirici kullanmak koyu görünen koltuk altlarını önlemek için etkilidir. Aloe vera veya lesitin içeren doğal nemlendiriciler kullanmanızı öneririz.

- Bazı karışımlar hazırlayarak koyu renkte görünen koltuk altlarınıza bakım yapabilirsiniz. İşte tarifler;

Süt; Sütte yer alan vitamin ve yağ asitleri cildi aydınlatma özelliğine sahiptir. İki yemek kaşığı süt, bir çay kaşığı lor ve bir yemek kaşığı un ile bir hamur oluşturun. Cilde uygulayın, 15 dakika bekletin ve soğuk su ile durulayın. Bu hamur cildin ölü hücrelerden arınmasını sağlayacaktır. Tam yağlı süt krema ile daha iyi sonuçlar alabilirsiniz.

Sirke; Hafif ve mikro organizmasız bir görünüm, hoş kokulu bir cilt için pirinç unu ile sirkeyi karıştırarak bir macun oluşturun. Sıcak bir duş alın ve daha sonra koltuk altlarınıza bu macunu sürün, 15 dakika bekletin ve ılık su ile durulayın.

Hindistan cevizi yağı; Hindistan cevizi yağı, iyi bir E vitamini kaynağıdır. Cildin aydınlatılmasına yardımcı olmak için her gün veya gün aşırı kullanmanız önerilir. Önce banyo yapın daha sonra 15-20 dakika boyunca bu yağ ile cildinize masaj yapın. Hafif bir sabunla yıkayın ve ılık su ile durulayın. Hindistan cevizi yağının başka bir faydası da doğal bir deodorant olmasıdır.


Zerdeçal maskesiyle kararmaları giderin!

Koltuk altı kararması için denenmiş ve başarılı sonuç alınmış zerdeçal maskesini haftada 2 kez uygulamanız gerekiyor...

Tarifi ise oldukça kolay: 1 tatlı kaşığı zerdeçal, yarım limonun suyu, 1 yemek kaşığı süt, 1 çay kaşığı toz şekeri karıştırıp koltuk altlarınıza masaj yaparak sürün. Zerdeçal maskesini 10 dakika beklettikten sonra ılık suyla durulayın. Koltuk altlarınıza cilt yenileyici özelliği olan saf zeytinyağı sürün. Bu cilt bakım maskesini, gece uyumadan önce yapmak hem daha etkilidir hem de hayatınızı aksatmaz.

Salatalık ve limon maskesini deneyin..!

Salatalık ve limon maskesiyle vajinadaki kararmalar dahil her bölgedeki cilt kararmaları iyileştirebilir, cilt rengi yenilenebilir.Bu iki mucizevi besinle hazırlanan maskeyi her gün düzenli hazırlayıp en az 2 saat cildinizde bekletmeniz gerekiyor. Yarım salatalığı rendeleyip yarım limon suyuyla karıştırın ve sorunlu bölgeye sürün. 

Karbonat ve sirke maskesi;

Koltuk altı kararmasını gidermek için karbonat ve elma sirkesiyle hazırlanan maske iyi sonuç veriyor ama haftada 1 kez düzenli olarak uygulamanız gerekiyor. Karbonatı marketlerin baharat raflarından alabilirsiniz, elma sirkesi organik olursa daha çok fayda görürsünüz. 1 tatlı kaşığı karbonat ve 1 tatlı kaşığı elma sirkesini karıştırıp köpürttükten sonra koltuk altlarınıza sürüp 10 dakika bekletin. İyice duruladıktan sonra cilt yenileyici özelliği olan ve salisik asit içeren bir krem sürün. Su bazlı kremler kolay sürülüyor ve cildi onarıyor. 

- Beyazlatma paketi. Beyazlatma paketi, gram unundan elde edilir. Aynı zamanda nohut unu olarak da bilinmektedir. Yoğun bir macun oluşturmak için yoğurt, limon ve biraz zerdeçal ile unu karıştırın. Uygulayın ve ılık su ile yıkamadan önce en az 30 dakika süre ile etkilenen yerde kalsın. Haftada iki gün uygulayın ve daha sonra beyazlatma etkisini hızlandırmak için üç defaya çıkarın.


- Tüyleri traş değil, ağda ile alın. Koltuk atı kararmalarına traş sonrası cilt altında kalan kıllar da neden olur. Ağda kılları kökleri ile birlikte aldığı için, alınan bölge beyaz ve parlak kalmaktadır.

CİLT ÇATLAKLARI...

Cilt çatlaklarından tamamen kurtulmak ne kadar mümkün, bu sorunun yanıtı ne yazık ki çatlak şikayeti olanların hoşuna gidecek türden değil. Özellikle de erken dönemde ilgilenilmeyen çatlaklar zamanla daha az belirgin olmalarına rağmen, tamamen iyileşmeleri doktorlar tarafından neredeyse imkansız olarak nitelendiriliyor.

Ciltteki çatlakları henüz kırmızı – morumsu renkteyken yani, renkleri solup kalıcı olmadan fark ettiğiniz anda onlara müdahale etmeniz etkili olabilir. Böylece bazı doğal çözümlere başvurarak önlem almanız veya görünümlerinin daha az belirgin olmasını sağlamanız mümkün olur. Cilt çatlakları genellikle karın, göğüs, uyluk ve üst kol bölgelerinde görülür.

Cilt Çatlaklarına Doğal Çözümler

Cilt çatlakları için doğal çözüm dediğimizde genellikle bitkisel yağlarla masaj yapılması önerilir. Gözle görülür şekilde sonuç almak için çatlaklara erken müdahale etmek ve bu ürünleri düzenli olarak ve cilde masaj yaparak uygulamak önemlidir. Yine de unutmayın ki, uzun süre önce oluşmuş olan ve artık beyaza yakın, açık bir renk halini almış olan çatlaklar için bu tip terapiler olumlu sonuç vermeyebilir.

Badem yağı cilt çatlakları için badem yağı en çok önerilen doğal çözümlerin başını çeker diyebiliriz. Özellikle hamilelikte kadınların güvenle başvurabilecekleri yöntemlerden biridir. E vitamini bakımından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. E vitamini cildin kolajen ve elastin içeriğini arttırmaya yardımcıdır. Ayrıca badem yağı uygulandığı bölgeyi bolca nemlendirir.

Çoğumuzun mutfağında her zaman bulunan zeytinyağı çatlak önleyici olarak da, çatlak tedavisinde de sık sık karşımıza çıkan yağların başında gelir. Zeytinyağı diğer bitkisel yağlara göre daha pahalıdır ama pek çok kozmetik ürüne göre de ucuz olduğu unutulmamalıdır.

Çatlakların bulunduğu bölgeye düzenli olarak başka bitkisel yağlarla, örneğin buğday ruşeymi yağı, zeytinyağı, lavanta yağı ya da kakao yağı ile masaj yapmak çatlakların görünümünü hafifletebilir.

Lavanta ve papatya yağlarından 7'şer damlayı karıştırarak elde edilecek karışım da nemlendirici ve iyileştirici özelliklerde bir karışım olacaktır.

Enfeksiyonları gideren salisilik asit içeriği sayesinde aloe vera çatlaklara karşı etkilidir. Ciltteki yaralar ve lekeler için sık sık aloe vera önerildiği şimdiye dek çoktan kulağınıza gelmiş olabilir. Aloe vera ve zeytinyağı karışımından cilt çatlakları için de olumlu sonuçlar alınabilir.

Üzüm çekirdeğinin faydaları ayrı bir yazı konusu olabilir. Bu arada zengin antioksidan içeriği ve nemlendirici özelliği sayesinde üzüm çekirdeği yağı çatlaklar için önerilen bitkisel yağlardan biridir.

Cilt Çatlaklarının Nedenleri


Pek, cilt çatlakları neden olur? 'Çatlak hamile kadınlarda olur.' diye genel bir inanış vardır ama cilt çatlaklarının nedeni hamilelikle sınırlı değildir ve üstelik erkeklerde de cilt çatlakları görülebilir. Aşağıda, cildin orta katmanının gerilip yırtılmasına, zarar görmesine ve çatlak görünümünün ortaya çıkmasına yol açan başlıca nedenleri sıralayalım:

Hamilelik
Vücut çalışmak
Ergenlik dönemi
Hormonal değişimler
Sık sık kilo alıp vermek
Kortizon tedavisi görmek
Genetik faktörler
Ciltte kolajen lif eksikliği

Cilt Çatlakları Nasıl Önlenir?

Cilt çatlaklarından kurtulmaya çalışmaktansa, daha oluşmadan bu çatlakların önüne geçmek çok daha etkili bir yöntem olacaktır. Bunun için yaşam biçiminizde birkaç değişikliğe gitmeniz ve şu önemli ipuçlarını bilmeniz gerekir:

Eğer sık sık diyet yapıyorsanız ve hızlı bir şekilde kilo verip ardından çok kısa bir süre içerisinde yenidem kilo alıyorsanız, çatlaklara davetiye çıkarıyorsunuz demektir. Kilo verecekseniz bile bunu sağlıklı beslenip egzersiz yaparak ağır ağır yapmalı ve şok diyetlerden kaçınmalısınız. Bu tip hızlı kilo alıp vermeler sadece cilt için değil metabolizma için de son derece zararlıdır. Hızla verilen kilolar kısa süre sonra kat kat geri alınır ve zayıflamak isterken başladığınız noktanın da ilerisinde bulursunuz kendinizi. Üstelik ciltteki kötü görünüm de kilolara tuz biber olur.

Cildi nemli tutmanın önemi pek çok kaynakta sık sık tekrarlanıyor. Kuru cilt egzamadan kırışıklığa karşı pek çok tehdide karşı savunmasızdır. Bu tehditlerden biri de cilt çatlaklarıdır. Özellikle banyodan sonra cildinize bolca nemlendirici sürmeyi ihmal etmeyin. Soğuk havalarda ya da güneş banyosu sonrası, yani hangi mevsim söz konusu olursa olsun cildi nemli tutmak ve kurumasını önlemek uzun dönemde olumlu sonuç verecektir.

Elbette vücudu sadece dışarıdan nemlendirmekle yetinmemelisiniz. Bol bol su içmeniz çatlaklara karşı cildi içeriden destekleyecektir. Günde 8 – 10 bardak su içmeyi ihmal etmeyin. Su içme alışkanlığı olmayanlar bu boşluğu çay ya da meyve suyu ile doldurmanın iyi bir fikir olduğunu sanabilirler ama unutmayın ki kafein ya da şeker içeren bu tip içeceklerle su ihtiyacını karşılamak sağlık adına doğru bir düşünce değildir.

Düzenli egzersizin çare olmadığı bir sağlık sorunu var mı? Cilt çatlaklarının önüne geçmek için de yine düzenli spor yapmak, cilde esneklik kazandırabilmeniz adına önemlidir. Böylece çatlaklara karşı cildiniz kendini koruyabilir. Egzersiz sevmiyorsanız örneğin yoga

Özellikle ergenlik dönemindeki gençler lifli yiyeceklerin yanı sıra çinko, A, E ve C vitamini gibi besin maddelerini içeren yiyeceklere ağırlık vermeliler. Gençler dedik ama yetişkinler de bu besin maddelerinin faydalarını ciltlerinde görebilirler.Vücut çatlaklarını gidermek için doğal yöntemler...

Hamilelik veya kilo almaya bağlı oluşan çatlakları gidermek için doğal yöntemler rehberi hazırladık. Düzenli uygulamayla çatlak görünümünde gözle görülür iyileşme sağlayacaksınız. İhtiyaç duyduğunuz malzemeleri aktar veya güzellik marketlerinden alabilirsiniz.

Çatlak gideren havuç maskesi...

İçeriğindeki beta karotenle cildin onarılması ve yenilenmesini sağlayan havuçla, çatlakları gideren havuç maskesi hazırlayabilirsiniz. İhtiyacınız kadar havucu haşlayıp püre haline getirin ve içerisine bir yemek kaşığı tatlı badem yağı ekleyip karıştırın. Çatlak olan bölgelere masaj yaparak sürün ve streç filmle sarıp bir saat bekletin. Ardından soğuk suyla durulayın. Bu maske, çatlak iyileştirmeye ek olarak selülit giderici etkiye sahiptir.

Etkili sonuç veren kakao yağı maskesi...

Aktardan alabileceğiniz katı kakao yağını benmari usulü yani kaynar su dolu bir tencerenin üzerine daha küçük bir tencere koyarak eritin. Kakao yağı hemen eriyecektir, yanmamasına dikkat edin. Eriyen yağı vücut ısısına gelene kadar bekletin. Eriyen kakao yağını çatlak olan bölgelere masaj yaparak yedirin. Kısa bir süre yağın cilt tarafından emilmesi için bekleyin. Bölgenin türüne göre streç filme sarın ya da pamuklu, dar bir eşofman takımı giyin. En az 2 saat bekletin. Ardından ılık suyla duş alabilirsiniz.

Çatlakları iyileştiren pancar maskesi...

İhtiyacınız kadar pancar, havuç ve şeftali kabuklarını mutfak robotundan geçirip püre haline getirin ve sorunlu bölgelere masaj yaparak yedirin. Streç filmle sarıp bir saat bekletin. Ardından soğuk suyla durulayın. Kırmızı pancarı büyük marketlerin dolap reyonunda vakumlanmış olarak bulabilirsiniz.

Nemlendiren avakado maskesi...

1 adet olgun avakadoyu çatalla ezip püre haline getirip içerisine bir yemek kaşığı süzme bal ve bir limonun suyunu ekleyip karıştırın. Sorunlu bölgelere masaj yaparak yedirin. Streç filmle sarıp bir saat bekletin. Ardından soğuk suyla durulayın. Bu maskeleri her gün uygulamanız, daha iyi sonuç almanızı sağlayacaktır.

Çatlak oluşumunu önlemek için...

Çatlak oluşumunu önlemek için cildinizi nemlendirmek önemlidir. Bunun için günde 2 litre su içmelisiniz. Her banyo sonrasında cildiniz hafif ıslakken bebe yağıyla masaj yaparak nemlendirebilirsiniz ve bu sayede çatlamasını önlersiniz. Şekerli, tatlı, tuzlu yiyecekler kilo almanıza ve derinizin gerilip yırtılmasına sebep olur; bu yiyeceklerden uzak kalın. Çatlakları gidermek için doğal yöntemler her gün uyguladığında mucize sonuçlar verir. Vücut çatlaklarını tıpkı birer yara izi gibi değerlendirmek mümkün. Cilt aşırı derecede basınçla karşılaştığında yıpranır. Dolayısıyla cildin yapısı bozulur ve çatlaklar ortaya çıkar. Önceleri pembe renkli olan bu çatlaklar zamanla beyaza yakın bir renk alır. Ciltteki bu noktalar bronzlaşmaz ve gözden kaybolmaz. Bu çatlakları ortadan kaldırmaktansa çatlak oluşumunu önlemek daha kolaydır. Çatlakların ortadan kaldırılması için ise, çoğu zaman basit estetik müdahalelere veya kozmetik ürünlerine ihtiyaç duyulur. Soğuk suyla duş yapmak en iyi çözümlerden biri. Duşu çatlakların bulunduğu bölgenin üzerine tutarak dairesel hareketlerle gezdirmek de kan dolaşımını artıracağı için, yeni oluşmuş taze çatlakların ortadan kaldırılması için etkili bir yöntem. Bu şekilde hücreler canlanarak yeniden elastik bir yapıya kavuşacak, dolayısıyla da çatlaklar kaybolacaktır.

Nerelerde daha sık görülür?

Çatlaklara daha çok göğüs, karın ve bel çevresinde rastlanır.

Göğüsler: 

Vücudun en nazik organları arasında yer alırlar. Göğüsleri saran doku oldukça ince ve hassastır. Bu bölgedeki çatlaklar gelişme çağında bile oluşabilir. Buna rağmen çatlakların çoğunlukla doğum sonrasında ortaya çıktıkları görülür. 

Karın: 

Bu bölgede ortaya çıkan çatlakların oluşumunda da gebelik dönemi önemli bir rol oynar. Genişleyen karın yüzeyi yıpranır ve esnekliğini kaybeder. Vücudun bu bölgesinde çatlak oluşumunu önlemek için cilde badem yağıyla masaj yapmak ve kozmetik ürünlerden faydalanmak olumlu sonuç verir. 

Bel çevresi: 

Daha çok bel çevresiyle belin üst kısmında görülen çatlaklar her yaşta ortaya çıkabilir. Cinsiyet farkı gözetmeksizin kadın ve erkekte meydana gelen bu tür çatlakların en önemli nedenlerinden biri; kısa zamanda çok miktarda kilo alıp vermektir. Bu şekilde oluşan çatlakları önlemek için doğru beslenme alışkanlıkları edinmek ve kilo alıp vermekten kaçınmak önem taşır.

Kozmetik ürünlerinin etkisi...

Vücudun her bölgesinde kullanılabilen kozmetik ürünleri, içeriklerinde yer alan kolajen, hyalüranik asit, elastin ve vitaminler sayesinde cilde tekrar esneklik kazandırırlar. Günde 1 kez, çatlakların bulunduğu bölge üzerine hafif bir şekilde masaj yaparak uygulayacağınız kremler sayesinde istenen etkiyi elde edebilirsiniz.

Çatlaklar oldukça belirgin ve beyaz renkliyse, genellikle kozmetik ürünler ve soğuk duş gibi çözümlerle yeterli etki sağlanamaz. Bu yöntemler sadece başka çatlakların oluşumunu önlemek amacıyla kullanılabilir. Beyaz renkli ve oluşumu uzun zaman öncesine dayanan çatlaklardan kurtulmak için tıbbi uygulamalara ihtiyaç duyulur.


Bu uygulamaları şöyle sıralamak mümkün:

1) Bitkisel peeling: 

Bitkilerden oluşan toz halindeki özel bir karışım, özel losyonuyla sulandırılarak çatlakların olduğu bölgeye masaj hareketleriyle uygulanıyor. Uygulama yapıldıktan 1 hafta sonra ciltte soyulma meydana geliyor. Bu şekilde derideki düzey farklılıkları azaltıldığı gibi, bitkilerin özellikleri nedeniyle cildin kan dolaşımı uyarılıyor. Bunun sonucunda da gergin ve canlı bir görünüm ortaya çıkıyor. Bu işlem, çatlaklar çok ileri düzeyde olmadığı takdirde, karın gevşeme ve sarkmalarında da uygulanıyor.

2) AHA peeling: 

Glikolik asit kullanılarak yapılan AHA peeling, yeni başlayan dikey çatlakların tedavisinde etkili bir yöntem. Vücut bölgesi önce glikolik asit içeren temizleyicilerle temizleniyor. Arkasından glikolik asidin yüzde 40’tan başlayan konsantrasyondaki solüsyonları uygulanıyor. Seanslar haftada 1 kez yapılıyor ve seans sayısı kişiye göre değişiyor. 

3) İontoferez: 

Bu yöntemle çatlakların altında eksilen kolajen yapının uyarılması ve doldurulması amaçlanıyor. Bunun için kolajen içeren ampüller cilde sürülüyor. Ardından yaklaşık 5 - 6 dakika kadar galvanik akım veriliyor ve kolajenin cildin alt tabakasına iletilmesi sağlanıyor. Haftada 2 - 3 seans şeklinde uygulanıyor. Ortalama 2,5 - 3 aylık bir tedavi süresi gerektiriyor.

Beslenmeye dikkat...

Cildin esnek ve formunda olması için sadece dıştan korunması değil, içten de beslenmesi gerekiyor. Cildinize gereken özeni göstermek istiyorsanız, öncelikle işe beslenme düzeninizi değiştirerek başlamalısınız. Bu yüzden yediklerinize dikkat etmenizde fayda var. Cilde gereken nemi sağladığınız takdirde esnekliğini uzun bir süre koruyabilirsiniz.

  • Yoğurt, süt, taze sebze ve meyveleri masadan eksik etmeyin. 
  • Serbest radikallerle savaşarak hücre yenilenmesinde önemli bir rol oynayan E ve C vitamini içeren yumurta, süt ve süt ürünleri gibi besinleri tercih edin. 
  • Vücuttaki toksinlerin atılmasına yardımcı olan besinleri tüketin. Böylece daha parlak ve sağlıklı bir cilde sahip olabilirsiniz. 
  • Günde 1 - 1,5 litre su içmeyi ihmal etmeyin.

Çatlakları önlemek için öneriler


Bütün rahatsızlıklarda olduğu gibi, vücut çatlaklarının da oluşmasını önlemek, tedavi etmekten daha kolaydır. Bunun için de öncelikle cildin elastikiyetinin sağlanması gerekir. Ayrıca bazı hususlara da dikkat etmelisiniz:

Kısa zamanda aşırı miktarda kilo alıp vermekten kaçının. Cilt, vücuttaki yağ miktarının artıp azalmasıyla birlikte aynı hızda esnemeyi başaramadığı için yıpranır ve çatlaklar oluşur. 

Cildin elastikiyetini kazanması ve koruması için çaba sarf edin. Bu amaçla yumuşatıcı yağlar, A, E ve F vitamini, kolajen, elastin ve hyalüranik asit yönünden zengin çatlak giderici kozmetik ürünleri düzenli olarak kullanmayı alışkanlık haline getirin. 

Çok dar giysiler giymemeye özen gösterin. Bu tür giysiler kan dolaşımını güçleştirerek, cilde gereken oksijenin sağlanmasını engeller. Oksijen almayan cilt yeteri kadar beslenemediği için daha kolay yıpranır ve deformasyona uğrar.


Selülit nedir?

Selülit; cilt dokusunda meydana gelen ve cilde “portakal kabuğu” görünümü veren değişimlerin tümüdür. Yani bir hastalık veya rahatsızlık değildir. Ancak tıpta selülit ayrıca; cilt altı yumuşak dokuların enfeksiyonlarını tanımlamada da kullanılan bir terimdir.

Kadınlarda çok daha yaygın görülmektedir. Araştırmalar kadınların %85-98’inde belli bir ölçüde selülit olduğunu göstermektedir. Yağlanma erkekler ve kadınlarda farklı biçimlerde oluşur. Erkeklerde yağları oluşturan ve destekleyen bağ dokusu iplikleri temel olarak deriye paralel bir biçimde uzanır ve bundan dolayı erkeklerde deri altında biriken yağ tabakaları en düşük seviyede çökmeye maruz kalmakta ve böylece de erkekler daha düzgün bir cilde sahip olmaktadırlar. Ama ne var ki kadınlardaki yağ tabakası deriye dik olarak oluşmakta ve bunun sonucu olarak da bağ dokusunun destek yapısı, deriyi aşağıya çekmekte ve pürüzlü bir yüzey meydana getirmektedir.

Selüliti Yok Eden Doğal Yöntemler...

Selülit, tek başına geçmeyen, mutlak müdahale gerektiren güzellik sorunları arasındadır. Ancak selülit kabusunuz olmasın çünkü kurtulmak artık mümkün!

Bu sıkıntıyı halledebilmenin en etkili yolu, yürüyüş yapmak ve yüzmek! Eğer spor yapmaktan hoşlanmıyorsanız, bacaklarınıza etki eden basit hareketler, işinizi kolaylaştıracaktır.

İşte size selülite karşı mücadele etmenin yolları:

Doğal ürünler satan yerlerden alacağınız yarım kilo deniz tuzu! Küveti doldurun. İçine bir avuç tuz attın. İçine girin ve 15 dakika dinlenin. Deniz tuzu, dokulardaki su birikimini ve toksinleri, vücutta kolayca atmaya yardımcı olur. Bu sayede vücuttaki şişlikler iner ve vücut sıkılaşır.

Bir gecede selüliti yok etmek, maalesef mümkün değil. Ancak birkaç hafta boyunca, düzenli olarak selülit kremi sürerseniz, portakal görünümünde ciddi olarak bir azalma olacaktır.

Vücudunuzdaki ödemi atmak için, tırtıklı bir selülit fırçasıyla, problemli bölgelere her gün masaj yapın. Bu uygulama, cildi besler ve düzgünleştirir. Selülit tedavisinde spordan sonra, en önemli yeri masaj alır.

Ciltteki kan dolaşımını hızlandırmak için, buz küpleriyle ovmak, etkili bir yöntemdir. Buz küplerini bir havluya sarın. Sabah ve akşam selülitli bölgeyi bununla ovun. Hep yukarıdan aşağıya, buzlar eriyinceye kadar masaj yapın. Ancak dikkat etmeniz gereken bir konu var: Varis hastalığı geçirdiniz veya hastaysanız, bu yöntemi uygulamayın.

Kan dolaşımının hızlanması için, banyoda suyla biraz oynamak da işe yarar. Sıcak suyla başlayıp, soğuk suyla biten bir duş, mutlaka fayda sağlamaktadır. Bunu her sabah yaparsanız, dokularınız da sıkılaşır. Kalça ve bacaklardaki sorunlu bölgelere, sırasıyla 3 kez sıcak ve 3 kez de soğuk suyu uygulayın.



Selülit neden oluşur?

Selülit oluşumunun birçok farklı nedeni var. Bunlar arasında genetik faktörü, hormonal nedenleri, beslenme şeklini, spor yapmamayı ve cildin kendi fiziksel yapısını sayabiliriz.

Hormonal nedenler: Son zamanlarda yapılan araştırmalar, kadınların östrojen hormonu miktarındaki artışın selüliti çoğalttığını ortaya koyuyor. Cilt ve vücut sağlığı için gerekli olan bir takım hormonlar ve kimyasal maddelerin miktarındaki değişiklikten dolayı hücre aralığında normalin üstünde su birikmeye başlar. Bu birikme aşırı boyutlara vardığında cildin görünümünde de bir takım değişiklikler meydana gelir. Dolayısıyla selülit hormonlarla doğrudan etkilidir.

Beslenme: Tek yönlü ve sağlıksız beslenme selülitin ana nedenlerinden biri. Genellikle çalışan toplumlardaki kadınlarda görülen selülit, bayanların fast-food ve hazır gıdalara olan eğilimiyle doğrudan ilişkili. Hayvansal yağlar, tuz, şeker, kola ve kahve gibi yiyecek ve içecekler de yağ hücrelerini şişirerek, buralarda ödem yapmakta ve selülit oluşmasına neden olmakta.

Sigara ve alkol: Sigara ve alkol kullanan bayanlarda selülit görülme oranı kullanmayanlara oranla bir hayli yüksek.

Duruş: Yüksek topuklu ayakkabılar giymek, yanlış yürümek ve yanlış oturmak da selülitin nedenleri arasında sayılabilir. Yüksek topuklu ayakkabılardan dolayı kan dolaşımındaki bozukluk zamanla cildin iyi beslenememesine dolayısıyla da selülit oluşmasına sebep olur.

Spor yapmamak: Spor yapmamaktan dolayı vücut yeterince yağ yakamaz. Zamanla derinin altındaki yağ dokusu şişerek yağın depolanmasına neden olur. Bu sebeple de cilt yüzeyinde çirkin bir görüntü oluşur.



Selülitsiz bir hayat için ne yapmalı?

Su içmek

Hem metabolizmanızın hızlanmasına, zayıflamaya ve hazmı kolaylaştırmaya yarayan su, aynı zamanda selüliti de engelliyor ve görünümü azaltıyor. Portakal görünümden kurtulmak için yapmanız gereken şeylerden bir tanesi günde 3 litre su içmek.

Fırçalamak

Katılaşmış yağları eritmek ve selülite son demek için problemli bölgeleri haftada 2 kez fırçalayın. Bu işlemi banyoda yaparak kan akışını hızlandırabilir ve sonrasında Hindistan cevizi yağı kullanarak selülit görünümü azaltabilirsiniz.

Anti-selülit kremleri

Anti-selülit kremlerle bu baş belası problemden kurtulabilirsiniz. Her gün selülitli bölgelere uygulayacağınız selülit kremleri zaman içinde bölgeyi iyileştirecek ve harika kalçalara sahip olabileceksiniz.

Egzersiz

Selülitin bir nedeni de hareketsiz hayattır. Selülitten kurtulmak için her gün düzenli olarak yürüyüş yapmaya özen gösterin. Aletli ya da aletsiz egzersiz yapmaktan asla vazgeçmeyin. Bu problemli bölgedeki kan akışını hızlandırarak selülitten kurtulmanızı kolaylaştıracaktır.

Yaşam tarzınızı değiştirin

Sağlıksız bir yaşam beraberinde selüliti getirir. Bu nedenle yaşam tarzınızı değiştirmelisiniz. Yağlı yiyeceklerden, kızartmalardan, düzensiz uyku ve fazla şekerden kurtulmalısınız. Her zaman bol bol sebze yemeğe, asitli içeceklerden, sigara ve alkolden uzak durmaya özen gösterin.

Kilonuzu koruyun. Günde 1500 kalori alın.

Çok hareket edin, örneğin jogging yapın, bisiklete binin, yüzün, jimnastik yapın.

Vitamin ve mineral alın. A ve E vitaminleri deriyi düzgünleştirir, magnezyum metabolizmayı harekete geçirir, fosfor ve silisyum dokuları kuvvetlendirir.

Vücudun fazla suyunu atması için beyaz ve kırmızı turp, maydanoz, kereviz, çilek ve pilav yiyin.

Tuz, şeker, alkol, sigara, koyu çay, kahve, çikolata, kızartma ve undan uzak durun.

Derinin kanla beslenmesini teşvik edin. Örneğin masaj eldiveni ile kendi kendinize yapacağınız masajla, bir sıcak, bir soğuk duşu sorunlu yerlere tutun. Saunanın da yararı vardır.



Kozmetik çözümler

Doğrudan doğruya yağ hücrelerini harekete geçiren ve hücrelerin içini boşaltmayı sağlayan antiselülit kremleri de, selülitle karşı girişilen kişisel savaşta önemli rol oynar. Düzenli kullanıldıkları takdirde ciddi düzelmeler sağlarlar.

Selülitten Kurtulmanın Yolları - Uzmanından 37 Altın Öneri...

1. Sabah kalkar kalkmaz ve akşam yatmadan önce ılık su içine limon sıkıp için.         
2. Televizyon karşısında ya da kitap okurken atıştırmayın.         
3. Azar azar ve sık sık yemeyi tercih edin, asla aç kalmayın. Dengeli ve düzenli beslenin, tek tip gıda tüketiminden vazgeçin.         
4. Asla çok düşük kalorili ve şok diyetler uygulamayın.         
5. Kahvaltınızı kuvvetli akşam yemeğinizi çok hafif yemeyi tercih edin.         
6. Soya lesitini (PPC) içeren kremler kullanın.         
7. Bol su için. Öğünlerden 30 dakika önce 1-2 bardak su için. Yemek sırasında ise su içmeyin.         
8. Tuz tüketimini azaltın.         
9. Kese yapın, sıcak ve soğuk duş alın.         
10. Çay, kahve, kola, soda, meşrubat ve alkol tüketimini azaltın.         
11. Taze sıkılmış meyve suları ve bitki çaylarını tercih edin.         
12. Haftada 4- 5 gün 30-45 dakikalık tempolu yürüyüş yapın.         
13. Yüksek topuklu ayakkabılar ve dar giysileri tercih etmeyin.         
14. Meyvenizi yemek aralarında yemeyi tercih edin.         
15. Porsiyonlarınızı azaltın.         
16. Yemekten hemen sonra dişlerinizi fırçalayın.         
17. Sakız çiğnemeyin, çok çabuk acıktırır.         
18. Kullanmak istediğiniz cihazların hangi tip selülit için olduğunu ve selüliti giderme yöntemini mutlaka öğrenin.         
19. Elma, armut ve bunun gibi meyveleri lifli oldukları için kabukları ile yiyin.         
20. Beyaz ekmek yerine, kepek ekmeği tercih edin.         
21. Süt, peynir, yoğurt gibi ürünlerin light olanını tercih edin.         
22. Doğal şeker yerine, tatlandırıcılar kullanın.         
23. Sofranızdan yeşil sebze ve meyveyi eksik etmeyin.         
24. Kırmızı et yerine beyaz eti tercih edin.         
25. Katı yağlar yerine, zeytinyağı kullanın.         
26. Kızartma yerine ızgara, buğulama, haşlama ya da fırında pişirmeyi tercih edin.          
27. Yağlı şekerli ve unlu pastane ve bakkaliye ürünlerinden kaçının.         
28. Kuruyemiş sakatat şarküteri ürünleri sos ve kremalardan uzak durun.         
29. Dolaşımı engellediği ve oksijen oranını azalttığı için sigara içmeyin.         
30. Düzenli egzersiz yapmaya özen gösterin.         
31. İdeal kiloda olduğunuz günlerinizdeki bir resminizi buzdolabına yapıştırın.         
32. Akşam yemeğini çok geç saatlerde yemeyin.        
33. Selülitli bölgeye mutlaka masaj yapın.         
34. Çok hızlı yemeyin.        
35. Yediklerinizi mutlaka not edin.         
36. Haftada bir gün tartılın.         
37. Kendinizi çok sevin ve asla umutsuzluğa kapılmayın....

Selülitten kurtulmanın doğal yolları;

Selülit Çayı - İşte mucize formül: 3 Kabak, 2 Enginar, 1 Avuç Brokoli1 Avuç Maydanoz, 1 Orta boy soğan, Yarım limon suyu...

Hazırlanışı: Sebzeleri az su ile haşlayın. Ardından bu su ile beraber sebzeleri blendırdan geçirin. Üstüne limon suyunu da ilave edip tekrar blendırda karıştırın.Bu içeceği soğuk ya da sıcak olarak içebilirsiniz. İçine başka hiç bir şey katmayın. Her gün sabah 1 bardak için.

Selülit giderici içecek tarifi...

Malzemeler;

3 tatlı kaşığı kırmızı pul biber, 3 adet limonun suyu, 3 su bardağı sıcak su

Hazırlanışı; Tüm malzemeleri karıştırın ve günde 3 kez 1 bardak için.

*Selülit gideren içeceğin işe yaraması için günde 3 litre su içmeyi asla unutmamalısınız.

Selülit giderici maske;

Malzemeler:

1 su bardağı boza, 1 yemek kaşığı toz tarçın

Hazırlanışı:

Malzemeleri karıştırıp selülit olan bölgeye masaj yaparak sürün. Streç filmle maskeyi sürdüğünüz yerleri sarıp üzerinize tayt giyin ve 45 dakika bekleyin. Sürenin sonunda ılık suyla durulayıp cildiniz kızarana kadar ipek keseyle keseleyin veya atkılı fırçayla fırçalayın.

Önemli bilgiler:

Selülit giderici maskeyi kullanırken günde 3 litre su içmelisiniz.

Şeker ve tuzlu gıdaları azaltmalısınız.

Günde yarım saat yürüyüş yapmak size her açıdan fayda sağlayacaktır.


Topuk Çatlakları

Kimi zaman çok fazla kuru ve ağrılı da olabilen topuk çatlaması genellikle ileri yaşlardaki kişilerde ve işleri gereği sürekli ayakta durması gereken kişilerde görülür. Yaş ve iş etmenlerinin yanı sıra soğuk havalar veya birtakım rahatsızlıklar da topuklarda çatlak oluşmasına sebep olabilirler.

Topuk çatlakları, tedavi edilmediği durumlarda hem estetik hem psikolojik olarak rahatsızlık verir. Çıplak ayakla dahi yere basarken acı duyabilirsiniz. İnce çorap giydiğinizde hemen kaçabilir, arkası açık ayakkabı giymekten çekinebilirsiniz. Oysa, basit birkaç yöntemle topuk çatlağı sorunundan tamamen kurtulabilirsiniz!

Topuk çatlakları tedavisi için size denenmiş, ekonomik ve kısa sürede sonuç veren önerilerde bulunacağız. Bakım işlemi sırasında ihtiyaç duyacağınız malzemeler: topuk törpüsü, sıcak su, streç film, pamuklu çorap, şampuan ve nemlendirici krem… Malzemeleriniz hazırsa; bir gece yumuşacık topuklara kavuşmak için bakıma başlayabiliriz!
Topuklarda meydana gelen çatlaklar sağlık açısından ve estetik açıdan hiç de hoş olmayan bir durumun oluşmasına sebep olur. Her ayağın bakıma ihtiyacı vardır. Gün içerisinde saatlerce üzerinde durulan ve ayakkabıların içinde havasız kalan ayakların bakımı çok önemlidir. Düzenli olarak bakımı yapılmayan ayaklarda kuruluk problemi, topuk çatlakları ve nasır görülür. 

Çatlaklar ayaktaki aşırı kuruluğun varabileceği en son noktadır. Kuruyan cilt esnekliğini kaybeder. Ciltte ilk olarak hafif çatlaklar görülmeye başlar ve sonra bu hafif çatlaklar ağrı yapan çatlaklara dönüşerek önlem alınmadığı takdirde enfeksiyona sebep olabilir. Nasır ise, cildin sürtünme veya baskı nedeniyle belli bir bölgede tahriş hissettiği zaman, kalınlaşarak o bölgeyi korumaya alması sebebiyle oluşur. Sürtünme ve baskı devam ederse, nasırın altındaki deri hücreleri iltihaplanıp ağrı ve rahatsızlık verebilir. Yüzümüzün ve ellerimizin bakımına ne kadar önem veriyorsak, aynı şekilde ayak bakımında da titiz davranmalıyız.

Ayaklarınızın sığabileceği büyüklükte bir kovaya, dayanabileceğiniz sıcaklıkta su doldurun. Suyun içerisinde nemlendirici özelliğe sahip şampuan ya da duş jeli ekleyip köpürtün. Ayaklarınızı, sıcak suyun içine sokup en az on beş dakika bekletin. Ayaklarınızı sudan çıkarın ve hafif nemli kalacak şekilde havluyla kurulayın. Ayak törpüsüyle, topuklarınızı ve ayak tabanınızı iyice törpüleyin.

Törpüleme işlemi sırasında topuklarınızdaki ölü deriler dökülecektir, etrafa saçılmasını önlemek için işleme başlamadan önce ayağınızın altına mutlaka bir örtü serin. Çatlak törpüleme işlemi bittikten sonra ayaklarınızı ılık suyla durulayın ve hiç nem kalmayacak şekilde iyice kurulayın. Ayak bakımı için özel üretilmiş bakım kremini topuklar ve tüm ayağınıza sürün.

Şimdi, kremin etkisini göstermesi için yapacağımız en önemli adıma geçiyoruz: streç filmle sarmak! Streç film, ayaklarınızın terlemesini, gözeneklerin açılmasını ve bu sayede nemlendirici kremin, derinin en alt katmanlarına kadar inmesini sağlayacaktır. Streç filmle sardığınız ayaklarınıza, pamuklu çorabınızı giyin ve huzurlu bir uykuya dalın. Sabah uyandığınızda, topuklarınızın hiç olmadığı kadar pürüzsüz ve yumuşak olduğunu fark edeceksiniz!

Topuk Çatlakları Nasıl Giderilir?

Topuklarda meydana gelen çatlaklar gerek sağlık açısından gerekse estetik açıdan hiç de hoş olmayan bir durumun oluşmasına sebep olur. Kimi zaman çok fazla kuru ve ağrılı da olabilen topuk çatlaması genellikle ileri yaşlardaki kişilerde ve işleri gereği sürekli ayakta durması gereken kişilerde görülür. Ancak yaş ve iş etmenlerinin yanı sıra soğuk havalar veya birtakım rahatsızlıklar da topuklarda çatlak oluşmasına sebep olabilirler. Eğer bu tip bir sorununuz varsa ve bir an önce kurtulmak istiyorsanız aşağıda sizler için hazırladığımız ev yapımı tedavilere bir göz atın. Uygulamanın ardından olumlu sonuçlara en kısa zamanda ulaşacaksınız. Ancak kullanımdan önce doktorunuza danışmayı da kesinlikle ihmal etmeyin.

Ev yapımı çatlak topuk tedavisinde ihtiyacınız olan malzemeler; leğen, ılık su, vazelin, shea (Batı Afrika’da yetişen ve tohumundan yağ çıkarılan bir ağaç )yağı, zeytinyağı veya yoğun nemlendirici krem, sünger taşı, banyo tuzları veya yumuşak ayak temizleyici, ayak törpüsü, pamuklu çorap, havlu ve limon suyu, olgunlaşmış muz ve ezilmiş ananastır. Tabii bu saydığımız malzemelere sadece bir topuk bakımında ihtiyacınız olmayacak. Bu malzemeler ile farklı ayak bakımı ve çatlak topuk tedavisi yapabilirsiniz.

Leğeni ılık su ve sabun ile doldurun. Ayaklarınızı sabunlu karışıma sokun ve bu ıslatma işlemini minimum 20 dakika yapın. Bu esnada ayaklarınızı sünger taşı ile ovalamayın. Topuklarınızdaki çatlaklar yumuşadığı zaman ayaklarınızı sudan çıkarın.

Nazikçe ayaklarınızı ayak törpüsü veya sünger taşıyla ovalamaya başlayın. Ölü deriyi uzaklaştırana kadar topuklarınızı ovalamaya devam edin. Bu işlemi yaparken derinizi zedelememeye özen gösterin. İşlem bittiğinde bir havlu yardımıyla ayaklarınızı iyice kurulayın. Ancak şeker hastasıysanız veya mantarınız varsa tip bir ayak ve topuk bakımı yapmadan önce mutlaka doktorunuza danışın. Kullandığınız ayak törpüsünü iyice dezenfekte etmeyi de ihmal etmeyin.

Tüm bu işlemlerin ardından nemlendirme işlemine başlayın. Shea yağını, vazelini veya zeytinyağını (nemlendirici ve yumuşatıcı olarak hangisini seçtiyseniz) direkt olarak topuklarınıza dürün. Yatağa gitmeden önce her gece değişik bir nemlendirici kullanarak topuklarınızı nemlendirebilirsiniz. Nemlendirmenin ardından ince bir pamuk çorap giymeyi unutmayın.

Bu nemlendirme işleminin yanı sıra kendinizi ekstra şeylerle de şımartabilirsiniz. Eğer nemlendirmeden sonra ayağınızda kalıntılara rastlarsanız, olgunlaşmış muz veya ezilmiş ananası limon suyu ile birlikte iyice karıştırın ve ayağınıza ovalayarak uygulayın. Bu karışımı 10 dakika kadar ayağınızda bekletin, ılık suyla duruladıktan sonra kurulayıp tekrar bir nemlendirici ile ayaklarınızı yumuşatın. Ananas ve muz kuru ciltler için iyi birer doğal ilaçtır.

Bu bakım önerileri esas olarak topuklarda biriken ölü deriyi almak ve kuruyan topukların çatlamasını engellemek için nemlendirmeye yaramaktadır. Eğer topuk çatlaklarınız henüz daha derinleşmediyse basit bir nemlendirici kullanarak da çatlamaların önüne geçebilirsiniz.

Her banyodan sonra ponzo taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriyi temizleyin. Çatlak bölgeleri, içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle gün boyu sık sık kremleyin Çatlaklarınız kaybolana dek, sürekli çorap ve kapalı ayakkabı giyin.

Gece yatarken topuklarınıza, ezilmiş bir aspirinle karıştırdığınız vazelini sürüp çorap giyebilirsiniz Bu sorunu çözen bir yöntem ama uzun süreli kullanımda topuklarda sararmaya yol açıyor. Soğuk suyun içine elma sirkesi koyup yarım saat bekletebilirsiniz. Gül losyonu ile ayağınıza masaj yapabilirsiniz.


Topuk Çatlağına Bitkisel Çözüm: Sarı Kantaron Otu...

Aynısafa çiçeğinden elde edilen krem, yağ ya da sarı kantaron yağı cildi yenileme özelliğinden dolayı topuklara çok iyi geliyor aktarlarda bulabilirsiniz. Topuklarınıza zeytinyağı sürüp, masaj yaptıktan sonra, galoş giyin ve yaklaşık 2 saat bekletin ya da aynı işlemi gece yapıp galoşla uyuyun. 1 yemek kaşığı limon, 1 yemek kaşığı gliserini karıştırıp ayağınıza sürün.

Topuk Çatlaklarını Önlemek İçin Yapılması Gerekenler...

Düzenli şekilde çorap giymeliyiz. Yaz aylarında çorap giymeyenler geceleri uyumadan önce topuklara vazelin sürüp nemlendirmelidirler.

Ayakta kalıp devamlı olarak ayakkabı giyenler bu sorunla daha fazla karşılaşırlar. Evde olduğunuz zaman deniz tuzu ve su karışımı yaparak ayaklarınızı dinlendirmeniz faydalı olacaktır.

Yazın sandaletler ve şık terliklerin içine ayaklarınızın bakımlı ve sağlıklı görünmesini ister misiniz? Sizin için sunduğumuz ayak bakımı önerilerini dikkate alarak doğal yöntemlere başvurabilir ve harika ayaklara kavuşabilirsiniz. Topuk çatlakları ve sertlikler için evde kolayca hazırlayacağınız özel bakım kürlerini, Yüksek Topuklar ekibi olarak araştırdık.
İşte topuk çatlaklarına çözümler…

Topuk çatlakları için özel bakım kürü...

Malzemeler:

Vazelin
1 çay kaşığı Hindistan cevizi yağı
2 çay kaşığı saf zeytinyağı
1 tatlı kaşığı aloe vera yağı

Vazelin ve diğer tüm malzemeleri karıştırın. Ayaklarınıza özellikle topuk bölgesine bolca sürün. Pamuklu bir çorap giyin. Sabah topuklarınızın yumuşadığını göreceksiniz. Çatlaklar geçene kadar bu formülü tekrar edin.

Özel topuk kremi...

Malzemeler:

Vazelin
6 adet dövülmüş aspirin
Limon suyu
Deniz tuzu

Bir kova ılık suya deniz tuzunu ilave edin ve ayaklarınızı 20 dakika boyunca bu suda bekletin. Diğer tüm malzemeleri karıştırın. Ayaklarınızdaki sert ve çatlak olan bölgelere sürün. Gün aşırı tekrar edebilirsiniz.



Zeytinyağından bakım kürü...

Topuklarınıza saf zeytinyağı sürün ve streç filmle sarın. Durabildiğiniz kadar uzun süre bu şekilde durun. Daha sonra fazla yağı kağıt peçeteyle silin. Aklınıza gelen her zaman bu bakımı yapın. Zeytinyağının nemlendirici özelliği sayesinde topuklarınız yumuşacık olacaktır.

Elma sirkesiyle yumuşak ayaklar...

Her gün bir kova ılık suyun içine elma sirkesi ilave edin ve ayaklarınızı bu suda dinlendirin.
Mis kokan yumuşak ayaklar

Gül suyu ve nemlendiriciyi karıştırın, ayaklarınıza sürün ve üzerine penye bir çorap giyin. Sabah ayaklarınızın hem yumuşak hem de mis gibi koktuğunu göreceksiniz.
Topuklarınızı yenileyin!

Aktarda satılan nergis çiçeğinden elde edilen krem – yağ ya da sarı kantaron yağını topuk çatlaklarına her gün sürün. Bu krem ve yağların içinde cilt yenileme özelliği olduğundan dolayı, topuktaki çatlakları hemen tedavi edecektir.

Çikolatalı ayak bakımı...

Kakao yağı ve acıbadem yağını karıştırın. Ayaklarınıza sürerek 20 dakika bekleyin. Daha sonra durulamadan yalnızca kurulayarak fazla yağı alın.

Çatlayan topuklara...

Malzemeler: Vazelin, Gripin. 

Hazırlanışı: Bir kutu vazelinin içine 2 adet Gripin’in içindeki tozu katıp karıştırın. Yatmadan önce ayaklarınıza iyice sürün. Çorabınızı giyip yatın. Sonuç mükemmel.



BRONZLAŞMA HAKKINDA...

Genç kalmanın ilk kuralı: Güneş ile ilişkilerinizi iyi ayarlayın!

Evet güneş bize yaşam enerjisi verir. Kıştan yaza girerken havaların ısınması ile birlikte hepimizin keyfi ve enerjisi yükselir. Ayrıca güneş, deride bulunan D vitamini öncüsü bir maddeyi aktif D vitaminine dönüştürür. D vitamini vücuttaki kalsiyum dengesini ve kemik gelişmesini sağladığından, özellikle çocuk ve yaşlılar için ölçülü olmak koşuluyla güneş banyoları yararlıdır. Bazı deri hastalıklarına örneğin sedef hastalığına da güneş ışınlarının yararı olmaktadır.

Ancak güneşle ilişkimizi sağlıklı ayarladığımızda zarar görmeyiz ve ondan faydalanırız aksi takdirde bugün için bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek var ki; deri kanserinin en önemli tetikleyicisi güneştir. Bunun dışında son yıllarda çok popüler bir kavram var “anti- aging” yani genç kalma. Bu uğurda hanımlar çok sayıda işlem yaptırıp, kremler kullnıp haplar içiyorlar. Aslında anti aging’in ilk kuralı güneşten uzak kalmaktır.  Güneş ciltteki elastik lifleri yıkarak cildin erken yaşlanmasına neden olur. Ayrıca yine kozmetik bir sorun olan, ciltte istenmeyen lekelere ve çillenmeye neden olur. 

Çok basit önlemlerle sağlıklı bronzlaşma sağlanabilir. İnsanları da yaz tatillerinden, havuza denize girmenin keyfinden alıkoymak, onları güneşten bucak bucak kaçırmaya çalışmak da doğru değil. 

• Güneş ışınlarının çok dik geldiği saat 11.00- 15.00 arası güneşe çıkmamak

• Güneş altındayken siperlikli şapka takmak, güneş gözlüğü kullanmak.

• Mümkün olduğunca açık renk ve ince kıyafetler giymek 

• Güneş koruyucu olarak 50 ya da daha üstünde koruma sağlayan güneş kremi seçmek

• Gün içinde havuza denize girip çıktıkça güneş koruyucuyu tekrar uygulamak

• Güneş ışınlarının dik geldiği sırt, göğüs, omuz başları, yüz gibi bölgelere daha çok özen göstermek

•  Özellikle çocuklara ebeveynler tarafından daha fazla özen gösterilmesi uygun olacaktır.

•  Çünkü çocuklar güneş altında oyun oynadıkları, daha uzun saatlerini deniz ve havuzda geçirdikleri için güneş ışınlarına daha fazla maruz kalırlar. 


•  Tatile çıkmadan önce en doğru yol bir dermatoloğa başvurup gerekli tavsiyeleri alarak hareket etmektir.

• Kozmetik mağazalarından ya da alışveriş merkezlerinden sadece stand görevlisinin önerisi ile güneş koruyucu almak yerine dermatoloğun yönlendiği eczane ürünlerini kullanmak daha sağlıklıdır.

•   Kokusuz, parfümsüz ve 50 ya da daha fazla koruma faktörlü ürünler seçilmelidir.

•   Kadınların çoğu renkli kokulu parfümlü ürünleri tercih ediyorlar ancak renksiz, kokusuz beyaz ürünler vücutta alerjik reaksiyonlara ve istenmeyen sonuçlara yol açmayacaktır.



Bronzlaşmak cildin savunma mekanizmasıdır

Vücuttaki sağlıklı hücreleri korumak için “melanositler” yani deriye rengini veren hücreler esas hücrelerimizin etrafında bir çeper oluşturarak onları korumak için çoğalırlar ve biz brozlaşırız.Yani bronzlaşmak sağlıksız bir durum olarak algılanmalıdır. Uzun süreli güneş altında kalmakla artan kalıcı bronzluk ve ardından uzun yıllar güneş hasarı ile artık derinin bronzlaşarak hücreleri koruyamayacak hale gelip; deriyi kalınlaştırarak hücreleri korumaya çalışması ile kanser öncülü lezyonların oluşmaya başlar. 

Hızlı Bronzlaşmak İçin Cildinize Kakao, Havuç, Zeytinyağı ve Kola Sürmeyin

Hızlı bronzlaşmak için bazen; kakao yağı, havuç yağı, kola, zeytinyağı ürünler kullanan hanımlar ileriki yıllarda ciltlerinin erken yaşlanması, kalıcı lekelenmeler ve hatta deri kanseri risklerini artırarak kötü bir fatura ile karşılaşabilirler.

Cildinize Gösterdiğiniz Özeni Saçlarınıza da Gösterin

Güneş ışınları ve havuzdaki klor saçlarda da yıpranma, kuruma, çatlama ve kırıklara neden olabilir. Havuz ya da denizden çıktıktan sonra duş alarak saçlarımız ve derimiz arındırılmalıdır. Güneş altında dolaşırken de şapka kullanmak saçlarımızın zarar görmesini önler. 

Güneş yanıklarına doğru müdahale çok önemli 

Güneş yanıklarında halen yanan bölgeye yoğurt ya da diş macunu sürmek gibi ilkel yöntemlere başvurulabiliyor. Bunlar yanığı çok daha kötüleştirebileceği için uygulanmaması gereken yöntemlerdir. Yanlış olan bir başka davranış da yanan yere doğrudan buz uygulamaktır.  Buz yanığı artıracağı için buzu bir havlu ya da tülbente sararak uygulamakta fayda vardır. Yanık oluşan bölgeye soğuk su uygulamak tedavinin esasını oluşturur. Bol su içmek ve gölgede istirahat etmek gerekir.

Havuç tüketmek bronzlaşmaya yardımcı

Havuçta bulunan karoten melanositlerin çoğalmasını hızlandırır. Güneş ışınlarının çok dik gelmediği saatlerde güneşlenip havuç yemek ya da havuç suyu içmek cilde istenen görünümün kazandırılmasına yardımcı olabilir.

Bol su içmeyi ihmal etmeyin

Cildimiz önemli bir toksin atma yoludur. Vücudumuz yabancı maddelerle, zararlı atıklarla dolduğunda diğer boşaltım kanalları zorlanır ve vücudumuz bu atıkları cildimiz yoluyla, ter ile dışarı atmaya çalışır. Bu durum da ciltte çeşitli hastalıkların baş göstermesine neden olabilir. Yaşla birlikte deri giderek nem oranını ve esnekliğini kaybeder. Bunu çok ucuz ve çok sağlıklı bir şekilde çözecek tek şey bol su içmektir. Bol su içmekle derinin hem nem oranı artar hem de su yolu ile çok sayıda toksin atılarak cildimiz parlak, diri ve genç kalır. 
Günde an az iki litre su içerek hücreleri temizlemek, dolgunlaştırmak ve kırışıklıkları azaltmak mümkündür. Kahve, çay ve meyve suyu gibi farklı sıvı gıdalar tüketmek ise cildin su ihtiyacını karşılamaz.  

Taze bir cilt için taze meyve sebze

Canlı ve ışıltılı görünümlü bir cilt için bol miktarda çiğ meyve, sebze ve bunların sularını tüketmek gerekir. Çünkü bu besinler pişirildiklerinde zarar görür ve faydalı özelliklerini kaybeder. Bu besinlerin içerdiği yüksek miktarda sıvı da vücuda alınan suyu destekler. Çiğ sebze ve meyvelerin ağırlıklı olduğu bir beslenme düzeni; cildi korur, yeniler, esnekliğini sağlar ve sağlıklı bir ışıltı verir. Kabuklu çiğ yemişler ve tohumları tüketmek de son derece faydalıdır. Unutmamak gerekir ki; bunlar ısıya duyarlıdır ve pişirildiklerinde hücrelere fayda sağlayacak pek çok özelliklerini kaybederler.



DAHA SIKI BİR VÜCUT İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

Kadınların cildi ince kolajen yapıları sebebiyle çok hızlı kırışır. Kuru yaşlanmış cilt ve sarkmalar, kolajen dokusunun kaybıyla ortaya çıkar. Bu sarkmaların çözümü ise doğru ve sağlıklı beslenmeden geçer.

Doğa gereği, kadınların bağ dokusu çok esnek, karın ve kalçası ise yağlanmaya programlıdır. Nedeni; kadınların hamilelik durumunda ve hamilelik süresi boyunca karın ve çevresinin yeteri kadar esnemesi ve çocuğu koruyacak yağ dokusunun oluşmasını sağlamaktır. Bu durum her ne kadar biz kadınlar için haksızlık gibi görünse de, esnek yağ dokusu sayesinde soyumuzu devam ettirebildiğimiz de bir gerçek. Kadın vücudunda 20 milyon yağ hücresi vardır. Bu hücrelerin yoğunluğu popoda, üst bacaklarda ve karında yer almaktadır. 

Hareketsiz dönemlerde (sürekli oturarak çalışmak), yanlış beslenme, adet ve hamilelik dönemi gibi hormon seviyesinin değişim dönemlerinde ve aktivite yetersizliğinde bu yağ hücreleri kümeler halinde bağ dokusunun altına yerleşmekte ve baskı oluşturmaktadır. Kadın vücudunun kas ve bağ dokusu bir erkeğe kıyasla maalesef oldukça zayıftır. Yaş aldıkça bir erkeğe kıyasla çok daha fazla bölgesel yağlanma problemi oluşmaktadır. Aynı zamanda, kadın hormonları vücutta ödem oluşması için de zemin hazırlamaya yönelik çalışır. Birçok olumsuz etkenin yeterince mevcut olması, zayıf bir bağ dokusu ve gevşek deri dokusu; yağlanmayı ve selülit oluşumunu daha fazla artırmakta ve göze çarpmasını sağlamaktadır. 

Kadının yaşı ilerledikçe bir erkeğin vücuduna göre çok daha fazla deformasyon oluşmaktadır. Kadını ve erkeği birbirinden ayıran selülit ve bölgesel yağlanmaya ek olarak, bir gerçek daha vardır; yaşlanma ve kırışıklıklar. Kadının cildi ince kolajen yapısı nedeni ile çok hızlı kırışır ve sarkar. Selülit/anti-aging kremleri, ürünler, çeşitli karışımlar sadece yüzeye hitap etmesi sebebiyle ancak küçük destek unsuru olarak kullanılabilirler. Gerçek ve süregiden bir çözüm sağlamak için muhakkak kolajen dokusunu artıracak uygulamalara başvurmalısınız. Kuru ve yaşlanmış cilt, bölgesel sarkmalar; kolajen dokusunun kaybı ile ortaya çıkar. 



KOLAJEN NEDİR, NEDEN ÖNEMLİDİR? 

En basit anlatımla, cildinizdeki canlılığı ve gerginliği sağlayan, tüm dokuları bir arada tutan çok güçlü bir yapıştırıcıdır. Vücudumuzda büyük fonksiyonlar üstlenen bir protein olan kolajen; 

* Vücudumuzun yüzde 25'ini 
* Kıkırdak dokusunun yüzde 50'sini 
* Kadın meme dokusunun yüzde 30'unu 

Ve özellikle deri dokusunun dermis tabakasının yüzde 80'ini oluşturur. Kolajen cildin nem dengesinin korunmasını sağlayan en önemli unsurdur. 

 25 yaşından sonra sentezi azalan kolajenle birlikte vücut elastikliğini, diriliğini kaybeder ve kemik yapısı bozulmaya başlar. 

 30 yaşından sonra bu kolajen kaybı en görsel olarak ciltte kuruma ve kırışıklıkların ortaya çıkması, ciltte incelme şeklinde gözlemlenir. 

 40 yaşından itibaren yara iyileşmesi dışında kolajen üretimi çok azdır veya sıfıra yakındır. 

KOLAJEN KAYBI ENGELLENEBİLİR Mİ? 

Beslenme, besin desteği, yaşam tarzı ve uygulamalar sayesinde kolajen kaybı engellenebilir. En etkili sonuç için uzmanlar tarafından, bunlardan birinin ya da birkaçının uygulanması değil, hepsinin bir arada uygulanması tavsiye edilir. 

Daha genç vücutlarda yanlış yapılan diyetler sonucunda hızlı kilo alıp vermelerde yaşanılan en büyük problem olan bölgesel sarkmaların çözümü, başlangıç olarak yine doğru ve sağlıklı beslenmeden geçer. 

Kolajen dokusunu destekleyen en önemli vitamin C vitaminidir. Özellikle koyu yeşil yapraklı sebzeleri, turunçgilleri, çilek gibi C vitamininden zengin besinleri tüketmeye gayret edin. 

Kolajen dokunun artmasını sağlayan en önemli unsurlardan biri de besin destekleridir. Doktor kontrolü sonrası alınması önemle tavsiye edilir. Hyaluronic acid derinin hem dermis, hem de epidermis tabakasında bulunmaktadır. Cilt dokusunda kolajen ve elastin lifleri arasındaki boşluğu doldurarak cilt hücrelerinde suyun tutulmasını sağlar. Böylece cildin elastin ve kolajen fonksiyonunu korur ve kırışık görünümünün azalması için destek olur. Quenzim Q-10 100 mg gibi ek besinleri kullanmakta fayda var. 

Kaybedilen kolajen dokusunu; cilt altında ısı enerjisi yaratarak, radyofrekans exilis sistemi ile yerine koyabilirsiniz. Derinlere ulaşan bu enerji cildin kendi kendini onarma mekanizmasını harekete geçirir ve kolajen üretimini hızla tetikler ve uyarır. Kolajen stimülasyonuyla birlikte yoğun bir toparlanma ve cilt kalitesinde ciddi artış sağlar. Bu sayede iki-üç ay içinde kademeli olarak sıkılaşma ve daha gergin bir cilt yapısı oluşur. 



Araştırmalara göre fit bir vücuda sahip olmak için; Düzenli Beslenme ve Spor Şart...

SAĞLIKLI YAŞAM İÇİN SPOR VE BESLENME 

Daha nitelikli bir yaşam seçimi;kişilerin daha iyi beslenme alışkanlıklarına sahip olması ve düzenli egzersizler yapmalarıyla sağlanır.Fiziksel uygunluğu sağlamak için yarışma sporcusu olmak gerekmez.Bu nedenle kendimiz için uygun olan sporu seçerek onu düzenli bir şekilde sürdürebiliriz.Sporda artık yarışma amacının dışında,sağlığı koruma düşüncesi de yer almakta ve insanlar bu düşünceyle spor yapmaya davet edilmektedir.Bu davet özellikle gelişmiş ülkelerde yerini bulmakta ve geniş insan kitleleri çok değişik sportif etkinliklerde bulunmaktadır.Yaşam boyu spor yapan insanların sayısının arttırılmasına çalışılmaktadır.

Hipokrat M.Ö 480 de sağlıklı yaşamın temel ilkesini şöyle açıklamıştır: Kişinin vücuduna karşı sorumlu olduğunu ve sağlam bir kafanın bir vücutta olacağını vurgulamıştır.Organizmayı zinde ve sağlıklı kılmak için spor yapma bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır.

Fiziksel hareket ve egzersiz sağlıkla ve performansla ilgili olmak üzere iki amaca yöneliktir.Sağlıkla ilgili egzersizler bütün vücut fonksiyonlarının ahenk içinde çalışmasını amaçlar.Performansla ilgili egzersizler ise kasların daha hızlı,güçlü ve dengeli hareket etmesini dolayısıyla sporla ilgili yeteneklerin gelişmesini amaçlar.Çoğu kişi için beslenme ve sporun birinci amacı sağlığı korumak ve geliştirmenin yanı sıra performanslarını artırmaya yönelik ek egzersizler de yapmak zorundadırlar.

Düzenli egzersiz ve sağlıklı beslenmenin sağladığı yararlar ise şöyle özetlenebilir:

Kas gücünü,dayanıklılığını,esnekliği ve koordinasyonunu artırır. 

Kardiovasküler uyumu sağlar. 

Şişmanlık riskini azaltır 

Yetişkinlik ve yaşlılıkta oluşabilecek kemik bozuklukları ve kronik hastalıklara ( şeker,yüksek tansiyon,koroner kalp hastalıkları,bazı kanserler...vb.) yakalanma riskini azaltır. 

Stresin azaltılmasına yardımcı olabilir. 

Bazı hastalıkların iyileşmesine yardımcı olur. 

Kişilerin kendilerine olan güvenini daha fazla,çevresiyle ve arkadaşlarıyla uyumunu daha iyi,ruhsal sağlıklarını daha dengeli ve düzenli hale getirir. 

Sağlıklı Yaşam ve Beslenme İçin Uyulması Gereken Kurallar

Yiyecek ve içeceklerin besleyici değerleri yanı sıra sağlığa uygunluğu da önemlidir.Sağlıklı beslenme konusundaki uyarıların başlıcaları şunlardır. 

Açlıktan ve fazla yemekten kaçınıp,yaşa,cinsiyete,yapılan aktiviteye ve içinde bulunduğumuz özel duruma ( gebe,emzikli,çocuk,genç uygun şekilde yeterli ve dengeli beslenmeliyiz.. 

Hareketsizlikten kaçınıp,her gün düzenli egzersiz yapmalıyız..Böylece boya uygun vücut ağırlığınızı yaşam boyu koruyabiliriz. 

Öğün atlamamak,günde üç ana öğün,mümkünse 1-2 ara öğün tüketmeliyiz. 

Günlük yağ tüketimimizi azaltarak,çok yağlı yiyecekleri yememeye özen göstermeliyiz. 

Günlük saf şeker tüketimimizi azaltmaya çalışmalıyız. 

Daha çok posalı yiyecekleri tercih etmeliyiz. 

Çok tuzlu yiyecekler yememeliyiz,daha az tuz kullanmamız gerekir. 

Yediğimiz,içtiğimiz yiyeceklerin mikroplar ve kimyasal maddelerden arındırılmış olmasına özen göstermemiz gerekmektedir. 

Stresten mümkün olduğu kadar kaçınmalıyız. 

Alkol kullanmamak ya da en aza indirmemiz gerekmektedir. 

Sigara içmemeliyiz. 



Spor ve Beslenme 

Spor yapan herkes için sağlık ve mutluluklarını korumanın yanı sıra performanslarını maksimum düzeye çıkarmak başlıca amaçtır. 

Sağlıklı ve uygun bir diyet düzenlemek,besin öğelerinin çeşit ve miktar olarak doğru seçimini gerektirir.Yiyecek ve içecekler farklı miktarlarda çeşitli besin ögesi içerirler.

Vücut çalışması için gerekli olan besin ögeleri;

Karbonhidratlar 
Yağlar 
Proteinler 
Vitamin ve mineraller 
Posa 
Su 

Olmak üzere 6 grupta toplanabilir. Temel besin ögeleri olan karbonhidrat, protein ve yağlar vücuda enerji sağlarlar. 

ENERJİ

Herhangi bir fiziksel hareketin yapılması,diğer bir deyişle kasların çalışması için yakıta gereksinim vardır.Bu yakıt besin ögelerinin yanması sonucu açığa çıkan enerjidir.

Herkesin enerji gereksinimi yaş,cinsiyet,vücut cüssesi,metabolik hız ve yapılan fiziksel aktiviteye göre farklılıklar göstermektedir. Egzersizin tipi,şiddeti,sıklığı,süresi enerji gereksinimini etkilemektedir.Örneğin verilen sürede artan egzersiz şiddeti enerji harcamasını da artırmaktadır.Alınan enerjinin harcanan enerjiye eşit olduğu duruma enerji dengesi denir.

Yaşam İçin Gerekli Besinler ve Besin Öğeleri 

Her çeşit besinin bileşiminde değişik miktarlarda besin ögesi denilen kimyasal moleküller bulunur.Besinler yendikten sonra besin ögelerine parçalanır ve vücutta öyle kullanılır.İnsanın büyüme,gelişme ve sağlıklı olarak yaşamını sürdürmesi için gereksinimi olan besin ögeleri:



1-KARBONHİDRATLAR

Vücuda enerji sağlayan besin ögelerinden biridir.Normal diyet alan yetişkinlerde günlük enerjinin %55-70 i karbonhidratlardan sağlanır.Karbonhidratlar basit karbonhidratlar (şeker),kompleks karbonhidratlar (nişasta) olmak üzere iki gruba ayrılır.Basit karbonhidratlar;tek moleküllü şekerler olan monosakkarit (glikoz ve fruktoz) ile çift moleküllü şekerler olan dissakkaritler (sakaroz-çay şekeri ve laktoz-süt şekeri) dir.Basit şekerler kompleks şekerleri (nişasta) oluşturmak üzere birleşebilirler.Nişasta kolaylıkla şekerlere parçalanabilir.Hem basit hem de kompleks karbonhidratlar glikoza parçalandığında enerji kaynağı olarak benzerdirler.Ancak rafine basit şekerler yalnızca enerji verip diğer besin öğelerini ve vücut motorunun en iyi şartlarda çalışmasına yardımcı olarak vitamin ve mineralleri içermezler.Buna karşılık meyve içindeki şekerler hem enerji hem de diğer besin ögelerini sağlarlar.Bunun için taze meyve ve meyve sularında bulunan şekerler meşrubat ve şekerlemelerde bulunan rafine şekerlere tercih edilmelidir.Günlük enerjinizin %10 unu rafine şekerlerden sağlayabilirsiniz.Bu da günde 3000k.kalori tüketen bir sporcunun iki kutu meşrubat içmesine eşdeğerdir.

2-NİŞASTA

Karbonhidratlar,sindirilmeden sonra kan glikoz düzeyinde neden oldukları artış ve buna bağlı olarak artan insülin (şekeri kandan alarak kaslara nakleder) salımı sonucu glikozun dolaşımına geçiş hızına göre de (glisemik indeks) sınıflandırılmaktadırlar.Glisemik indeks, 50 g karbonhidrat içeren bir besinin kan glikozunu normalin ne kadar üzerine çıkarabileceğine dair göreceli bir derecelendirme yöntemi olup,besinin tek başına alınmasına ve sindirim hızına dayanır.Glisemik indeks besinin içerdiği,hazırlanma ve pişirilme yöntemleri,protein ve yağ içeriği,olgunluk gibi sindirim hızlarını etkileyen çeşitli faktörler vardır.Bazı karbonhidratlar daha yavaş sindirilir ve düşük glisemik etki gösterirler.Diğerleri ise çok hızlı emilir ve yüksek glisemik indekse sahiptirler.Sebze,meyve ve kurubaklagiller ise içerdikleri yüksek posa nedeniyle genellikle düşük glisemik indekse sahiptirler.Ayrıca besinler diğer besinlerle birlikte alındığında glisemik indeksi değişebilir.Örneğin şekerleme,dondurma,tatlılar gibi yiyeceklerin içinde bulunan yağ glikozun kana geçişini yavaşlatarak hiç yağ içermeyen pişmiş havuçtan daha düşük glisemik etki yaratabilir.

3-YAĞLAR 

En çok enerji veren besin ögesidirler.Böylece vücut en ekonomik şekilde enerji gereksinimi yağlardan karşılayabilir.Yağda eriyen vitaminler ( A,D,E,K ) ve gerekli yağ asitleri vücuda yağ ile alınır.Deri altı yağ tabakası vücut ısısının kaybını önler,yağ organları çevreleyerek dış etkenlerden korur ve midenin boşalmasını geciktirir.Yağlar doymuş ( etin yağı,krema,kaymak,iç yağ,margarin,yağlı süt ve ürünleri ),tekli doymamış ( zeytinyağı,yer fıstığı yağı ),çoklu doymamış ( mısır,pamuk,ayçiçek,soya,susam,balık yağı ) olmak üzere üçe ayrılırlar.Doymuş yağlar kan kolesterol düzeyini yükselterek kalp krizi riskini artırmaktadır.Bu nedenle sağlıklı bir beslenme için diyetin yağdan gelen enerji oranı %30'un üzerinde olmamalı ve bu yağların da en çok üçte biri doymuş yani hayvansal yağlardan sağlanmalıdır.



4-PROTEİNLER

Enerji sağlamalarının yanı sıra hücrelerin esas ögesi olduklarından büyüme,gelişme,yıpranan hücrelerin yenilenmesi için de gereklidirler.Ayrıca besin ögelerinin vücutta kullanılmasında görev alan enzim ve hormonların yapısını oluşturur,enfeksiyonlarla savaş için karşı kuvvetleri oluşturmaya yardım ederler.Günlük enerji tüketiminin yaklaşık %10-15 i proteinlerden sağlanmalıdır.

Beslenme ve spor konusunda pek çok yanlış inanç ve uygulama vardır.Bunlardan biri de özellikle kuvvet sporlarında diyetle fazla protein tüketilmesinin yararlı olacağı inancıdır.Fazla protein tüketmenin kas kitlesinde artışa neden olarak kas gücü ve gelişimini artırdığı zannedilmektedir.Fakat organizmanın protein gereksinimi egzersiz yapan kişiler de dahil olmak üzere düşünülenin aksine azdır.Sadece diyete ek olarak protein tüketmek kas gücü ve kitlesini artırmaz.Fazla tüketilen protein enerji için kullanılır ve fazlası yağ olarak depo edilir veya atılır.Ayrıca fazla alınan protein sağlık sorunlarına neden olur.Sadece sağlıklı diyet ve düzenli egzersizlerle kas gücü ve kitlesi artırılabilir.Kas kitlesinin gelişimi için gerekli protein oldukça azdır.Antrenmanlara yeni başlama döneminde vücut kas gelişimi için gereksinime ek 7-8 gram protein önerilmektedir. Sağlıklı bireylerde vücut ağırlığının her kilogramı başına 0,8- 1 g protein yeterli iken bu oran sporcularda ( özellikle kuvvet gerektiren spor dallarında ) 1,5-2 grama kadar yükselir.

Yaşam için gerekli,vücutta pek çok biyokimyasal olayı düzenleyen,dokuların yapımı,onarımı,yaşamını sürdürmesi için gerekli farklı proteinler vardır. Proteinlerin yapı taşları amino asitlerdir ve farklı şekillerde birleşerek farklı proteinleri sentezlerler. Amino asitlerin bazıları vücutta sentezlenir bazıları sentezlenemez ve sayısı 8 olan bu amino asitlerin ( elzem amino asit ) diyetle mutlaka alınması gereklidir. 8 amino asidi uygun oranda bulunduran yiyecek ve içecekler iyi kaliteli protein sağlarlar.İyi kaliteli protein almak için hayvansal kaynaklı yiyecekleri ( et,süt,peynir,yumurta ) tüketmek veya yiyecekleri birbiri ile karıştırarak zenginleştirmek gereklidir.Ayrıca bitkisel yiyeceklerden tahıl ve kuru baklagiller birlikte tüketilerek yemeğin protein kalitesi artırılabilir.



5-VİTAMİN VE MİNERALLER

Vitamin ve minerallerin vücut çalışmasında en önemli görevleri;büyüme,sinir ve sindirim sisteminin normal çalışması,besin ögelerinin vücutta elverişli olarak kullanılması ve vücut direncine yardımdır.Ayrıca besin ögelerinin vücudun gereksinimi olan enerjiye dönüştürülmesinde görev alırlar.Genellikle kişiler sağlıklı ve yeterli beslenme ilkelerine uygun bir diyet tüketiyorsa vitamin ve mineraller gereksinimlerini karşılayabilmektedir. 

Tahıllar B vitamini yeşil yapraklı ve sarı-turuncu sebze ve meyveler ( ıspanak,marul,kayısı,havuç ile turunçgiller A ve C vitamininin zengin kaynaklarıdır.E vitamininin zengin kaynakları ise bitkisel sıvı yağlar,fındık,fıstık,ceviz gibi yağlı tohumlar ile kepekli tahıl ürünleridir.

Beta karoten ( bitkisel kaynaklarda bulunan A vitamininin ön ögesi ),C ve E vitamini antioksidan ( savaşan vitamin ) vitaminlerdir. Vücudumuzda serbest radikalleri hasar oluşturmadan önce zararsız hale getirecek antioksidan savunma mekanizmalarından biri de antioksidan vitaminleri yeterli tüketimidir.Vücutta enerji oluşumu sırasında metabolize olan oksijenin yaklaşık %3-10 u tamamen redükte edilememekte ve serbest radikaller veya hidrojen peroksit gibi radikal ön maddelerine değişmektedir.Toksisiteleri fazla olan bu moleküllerin patolojik miktarı vücut hücre yapı ve fonksiyonlarına zarar vermekte ( örneğin: kas dokusunu tahrip etmekte ) yaşlanma,kanser,kalp çizgi damar hastalıkları başta olmak üzere altmıştan fazla hastalığın oluşumunda önemli rol oynamaktadır.

Özellikle açık havada yapılan sporlar,düzensiz ve farklı yoğunlukta yapılan egzersizler,dağcılık,kayak,bisiklet gibi yükselti sporlarından sonra iskelet kaslarında biriken serbest radikaller hem sağlığı hem de performansı olumsuz yönde etkilemektedir.Antioksidan vitaminler serbest radikal temizleyicisi ve potansiyel koruyucu görevi yapmaktadır.

Sporcular için terleme ile kaybolan minerallerin yanı sıra demir ve kalsiyum önemli diğer minerallerdir.Özellikle dayanıklılık sporlarında doğurganlık çağındaki kadın ve ergenlik çağındaki sporcular ile yiyecek tüketiminin sınırlandığı durumlarda diyetle gereksinimin karşılanması zorlaşmaktadır.Düşük demir tüketimi kanın oksijen taşıma yeteneğini düşürerek performansı olumsuz yönde etkilemektedir.

Düzenli yapılan,egzersizler,kemiklerin daha fazla kalsiyum çekmesini bunun sonucu olarak daha güçlü olmasını sağlar.Böylece spor yapan aktif kişiler spor yapmayan kişilerden daha ağır ve güçlü kemik yapısına sahip olurlar.Güçlü ve sağlıklı kemik yapısını sürdürmek için kalsiyumdan zengin yiyecekler tüketmeliyiz. 



6-SU 

Besinlerin vücuda alınması,sindirimin kolaylaşması,zararlı ögelerin dışarı atılması ve vücut ısısının denetimi için gereklidir.Yapılan egzersizler vücudun sıvı gereksinimini artırmaktadır.Egzersiz süresince ter ve solunumda vücuttan önemli miktarda sıvı kaybolmaktadır.Özellikle sıcak havada oluşan sıvı kaybının karşılanması gereklidir.Dehidrasyon vücut ısısının yükselmesine sebep olabilir.Az miktardaki sıvı kayıpları bile performansı olumsuz yönde etkilerken daha fazla sıvı kayıpları bile performansı olabilir.Az miktardaki sıvı kayıpları bile performansı olumsuz yönde etkilerken daha fazla 

sıvı kayıpları sıcak çarpması hatta ölüme neden olabilir.Maalesef su içmek için susuzluk hissine güvenmek yaygın bir hatadır.Dehidrasyonu önlemek için susama hissi emin bir yol gibi görünmese de organizmayı şiddetli dehidrasyondan korumaktadır.Susuzluk hissetmediğiniz halde daha fazla sıvıya ihtiyacınız olabilir.Sadece susama hissini kriter olarak alırsanız su kaybının yalnızca yarısını karşılayabilirsiniz.Sporcular susama hissinin gelişmesini beklemeden su içmeye dikkat etmelidirler. 

7-POSA 

Posa bitki hücre duvarında bulunan sindirilmeyen karbonhidratlardır. Barsakların düzenli çalışmasını sağlamak için gereklidir.Bu nedenle günlük beslenmede posalı yiyecekler artırılmalıdır. Posa yönünden zengin olan besinler sırasıyla kurubaklagiller,tahıllar,taze sebze ve meyvelerdir.

Sonuç İtibariyle Sağlıklı Sporun ve Beslenmenin Faydaları: 

Kalbi kuvvetlendirir. 

Kalbin organizmaya pompaladığı kan miktarında artış sağlar. 

Kalbin beslenmesini sağlayan kılcal damarları geliştirir. 

Kan daha çok oksijen alır. 

Kalp daha normal ve ekonomik çalışır. 

Alınan fazla oksijen sayesinde kan daha temiz olur. 

Kanda bulunan alyuvarların sayısında artış olur. 

Beden eğitimi ve spor uygulamalarının sinir sistemine olumlu yönde etkileri olmaktadır.Beden eğitimi ve spor uygulamaları sayesinde tüm kas grupları harekete geçmiş olur.Vücut ısınır.Vücut ısısı sinir sistemindeki elektriksel iletim hızını artırır. 

Spor sayesinde beyin,beyincik ve omurilik soğanı daha duyarlı olmaktadır. 

Sigara,alkol ve uyuşturucu ilaçlar,sindirim sistemine büyük tahribat yapmaktadır. 


Spor sayesinde sindirim organlarının kaslarının geliştiği,güçlendiği ve organların görevlerini daha sağlıklı yaptığı görülmektedir.



Daha Güzel Bir Vücut İçin Kalça Küçültme&Dikleştirme...

Kilo almak başlı başına bir problemken bir de aldığımız kiloların kalçamıza gitmesi ayrı bir problem.

Bazı kadınlar kiloları sadece kalçalarından alırlar. Bu da orantısız ve kötü bir görünüme sebep olur.

İşin kötüsü kilo vermeye çalıştığımızda da tüm vücudumuz zayıflar kalçalarımız aynen kalır ve daha da kötü bir görüntü oluşmuş olur.

İnce bir vücut ve kocaman kalçalar hiç birimizin istemediği bir şey. Bundan kurtulmak ise gerçekten çok zor. Çünkü kalçalardaki yağlar en zor yanan yağlardan. Sebebi ise en hareketsiz bölge olması.

Neredeyse hiç kas yer almayan kalçalarımız kolayca yağlanır. Eritmesi de çok zor olur. Bu yüzden biraz yoğun bir çalışma gerekir.

Şimdi size kalçadaki yağlardan kurtulmak için bir kaç yol söyleyeceğim. Bu yollar oldukça etkili olacaktır. Yine de devamlılık şart.



Gelelim kalça eritme yolları;

Öncelikle sağlıklı bir diyete giriyoruz. Ama öyle piyasada gezinen ünlü diyetlerinden değil. Onların sağlığa ne kadar zararlı oldukları biliniyor. Siz yavaş yavaş da olsa sağlıklı kilo verin ki sonra sıkıntıya girmeyin. Hem hızlı verilen kilolar geri alınıyor.

Sonra her zaman dediğim gibi bol bol su için.

Sırada egzersizler var;

Günde bir kaç kere beş on dakikalık hareketler yapacağız.

Oturup kalkma hareketi: Ayakta durun. Bacaklarınızı açın ve oturup kalkın. Bu bacaklarınızı ve kalçalarınızı çalıştırır.

Ters ayak sallama: Yine ayakta durun ve bacağınızı ayaklarınız biraz havaya kalkacak şekilde arkaya doğru ileri geri hareket ettirin.

Bu direk kalçalarınızı çalıştıracak.

Bol bol yürüyün ve hafif tempoda koşun. Kalçanıza yine çok etki eder.

Kalça kaslarınızı kasıp gevşetin: Bu direk kalçanızı çalıştırır. Bunu biraz zorlanana kadar yapın ki etki etsin.

Bu ana 3 adımı yaptıktan sonra diğer klasik yöntemler ile destekleyin. Etkisini göreceksiniz.

Diğer Egzersizler;

Arkaya doğru esneme hareketi

Bir sandalyenin arkasına geçin ve sandalyeden tutunun. Ayaklarınız hafif açık şekilde durun. Sağ bacağınızı geriye doğru uzatın ve kalça hizanıza kadar kaldırın. Bu hareketi, her bir bacağınız için 30 kez yapın.

Bacağı esnetme hareketi

Bacağınızı sandalyenin arkasında havaya kaldırın ve ayağınızı oturma kısmına koyun. Dizinizi bükük tutun ve bacağınızı kaldırarak yana doğru açın. Sol kolunuzu yukarı doğru kaldırın ve sağ elinizle sandalyeyi tutun. Ardından diğer bacağa geçin. Her bir bacağınız için 30 tekrar yapın.

Çömelme hareketi

Ayaklarınız hafif açık şekilde durun. Sol elinizi sandalyenin arkasına, diğer elinizi ise kalçanıza koyun. Yavaş bir şekilde dizlerinizi bükerek yere çömelin ve bir iki saniye bekleyip ayağa kalkın. 30 tekrar yapın.

Yana doğru esneme hareketi

Yavaşça dizlerinizi bükün ve çömelin. Bu sırada ellerinizle yerden destek alın. Sağ bacağınızı hafifçe yana doğru açın ve kalça hizasına kadar yükseltin. Her bir bacağınız için 30 tekrar yapın. Önerilen hareketleri yaparken kalça kaslarınızı sıkmayı ihmal etmeyin; bu sayede daha sıkı kalçalara sahip olup, seksi bir vücuda kavuşacaksınız.



Daha Güzel Bir Vücut İçin Basen Eritme...

Bildiğiniz gibi Türk kadınının standart şeklidir armut…Bel kısmı ince iken alt kısma doğru genişleyen vücut yapılarından dolayı kendilerini armuda benzetirler.

Kimi bayanlar bu durumdan rahatsız iken kimileri de bu halleriyle barışık yaşamayı bildiklerinden rahatsızlık duymazlar. Oysa onlarda 90-60-90' lık bir vücut yapısına sahip olmayı hep istemişlerdir. Ancak bu istekler sadece hayal olarak kalır. Ama artık o hayali gerçekleştirme zamanı geldi. İlk olarak yapacağınız işlem kendinize ve güzelliğinize zaman ayırmak. Öncelikle kendinize günlük bir iş listesi hazırlayın ve bu listeye uyun. Düzenli bir şekilde beslenin ve egzersizlere başlayın.Şuanda sizin için önemli olan kilo vereceğiniz bölgeleriniz kalça ve basenleriniz. Unutmayınki sizlerin yediği yağlı yiyeceklerin yağ kısmı basen ve kalçalarınızda toplanıyor. Bunun için yemeklerinizde az yağlı,salatalarınızı yağ kullanmadan yemeye özen göstermelisiniz.Ayrıca yapacağınız düzenli egzersizler ile de hayalinize daha hızlı ilerleyeceksiniz.



Basen Eritme 

Haftada 5 gün ve 30 dakikalık bir yürüyüş göreceksiniz ki sizde çok farklılıklara neden olacak.Yürüyüş yapamayanlar ise evlerinde rahatlıkla yapabilecekleri bir kaç hareket ile de aynı işlemi gerçekleştirebilirler. Örneğin evinizde iken yapabileceğiniz bir hareket: Ayağa kalkın ve ayaklarınızı aynı hizada kapalı tutun, daha sonra bir ayağınızı öne doğru götürüp diz çöker gibi durun.


Bu hareketi en az 10 kere tekrarlayın.Daha sonra aynı işlemi diğer ayağınız ile yapın,ancak bu hareket ve yürüyüşleri yaparken kalçalarınızı sıkmayı unutmayın. Bunları da yapamıyorsanız oturduğunuz yerde kalçalarınızı sıkıp bırakmanız bile basenlerinizi ve kalçalarınızı oldukça toparlayıcı olacaktır. Eğer ki hareketlerinize ve diyetinize sadık kalırsanız, artık büyük ölçüde armut vücut olmaktan çıkıp,hayal ettiğiniz fiziğe sahip olabilirsiniz.

Basen Eritme Hareketleri ve Beslenme

Basen eritme hareketleri konulu bugünkü makalemizde sizlere egzersizlerin ve beslenmenin öneminden kısaca bahsettikten sonra kalça bölgesindeki yağları hızla yakmanızı sağlayacak hareketleri inceleyeceğiz. Fazla kilolarından şikâyetçi birçok kadının, en çok zorluk çektiği konu basen bölgesindeki yağları eritebilmektir. Bu konuyla başa çıkmada spor salonuna gitmeden de uygulanabilecek yöntemler aslında var. Evde yapacağınız birkaç yararlı hareket ile basen ve karın bölgenizdeki yağlardan kurtulmak oldukça kolay. Unutmayın ki, hiçbir diyet yalnız başına istenilen sonucu veremez. Uygulanan diyet programının bir egzersiz programı ile desteklenmesi gereklidir. Aşağıda açık olarak anlatacağımız birkaç hareketle 1 ayda yaklaşık 5 kilo vermeniz mümkün. Eğer bunu sizde başarmak isterseniz, birazdan öğreneceğiniz basen eritme hareketleri tam size göre.

Basen Eritme Hareketleri | 5 Temel Egzersiz

İlk harekete, sırtüstü bir şekilde bir sandalyenin önüne uzanarak başlayın. Topuklarınızı sandalyeye koyun ve denge sağlayabilmek için kollarınızı iki yana uzatarak yerden destek alın. Sağ bacağınızı yere 90 derece olacak şekilde havaya kaldırın. Kalça kaslarınızı sıkın ve kalçanızı yerden yavaşça kaldırın. İki üç saniye bekleyin ve kalçanızı yere geri indirin. Sağ ayağınız havada iken yapacağınız 20 tekrardan sonra, diğer ayağınızı havaya kaldırın ve 20 tekrar da bu şekilde yapın.

Basen Eritme Hareketleri1

İkinci hareket olarak, bir sandalye alın ve önüne geçin. Ellerinizi belinize koyun, sağ ayağınızla… sandalyenin üstüne çıkın. Sol topuğunuzu olabildiğince arkaya doğru kaldırın. Kaldırma işlemini ayağınızı savurarak değil, kontrollü bir şekilde uygulayın. Sol ayağınızı yere indirin ve doğrulun. Sağ ayağınızı yere indirin ve diğer ayağınızın arkasına yere koyun. Sonrasında tek ayağınız önde çömelin. Sağ ayağınızı sandalyeye tekrar koyarak tekrarlar yapmaya başlayın. 10 tekrar bir bacak, 10 tekrar diğer bacak yaparak hareketi tamamlayın. Gördüğünüz gibi bu ve benzeri basen eritme hareketleri hiç alet gerektirmeyen basit işlemler. Diğer basen eritme hareketleri ile devam ediyoruz.

Basen Eritme Hareketleri2

Üçüncü hareketimizde sandalyenin arkasına geçin ve ellerinizle sandalyeyi tutun ve parmak uçlarınıza kalkın. Belinizi düz tutarak sandalyeye ağırlığınızı verin ve sol ayağınızı diğer bacağınızın dizinin hizasına kaldırın ve yanaştırın. Vücudunuzu dik tutmaya gayret ederek, kıvrık duran sol dizinizi dışa doğru açarak gerin. İyice gerdikten sonra önceki konumuna geri getirip hareketi tekrarlayın. Bu hareketi yaparken sürekli parmaklarınızın ucunda durmanız çok önemlidir. 10 veya 12 tekrar yapıp bacak değiştirin ve hareketi tamamlayın. Basen eritme hareketleri, aralarda çok fazla dinlenme molası verilmeden yapılması gereken egzersizlerdir. Bir sonraki harekete başlamak için fazla vakit kaybetmeyin.

Basen Eritme Hareketleri3

Basen eritme hareketleri dördüncü harekette sandalyenin önüne geçin ve arkanızı dönün. İki adım ileri giderek elleriniz belinizde olmak üzere pozisyonunuzu alın. Sol ayağınızı arkaya doğru kaldırın ve sandalyenin üstüne koyun. Sağ dizinizi kırarak dik bir şekilde yere doğru çömelin. Sağ dizinizin ayak parmaklarınızın gerisinde kalmasına özen gösterin. İki üç saniye kadar bu pozisyonda bekleyin ve sonra dikelin. Her ayağa 15 tekrar yaptıktan sonra hareketi tamamlayın.

Basen Eritme Hareketleri4

Beşinci ve son hareketimizi anlatarak basen eritme hareketleri serimizi tamamlayalım. Son hareketimizi yapmak için, sandalyenin önüne geçin ve kollarınızı yanlara salın. Kollarınız yere paralel olarak bacaklarınız yere dik bir şekilde yapabildiğiniz kadar çömelin. Yavaşça çömelin ama aniden doğrulun. Doğrulur doğrulmaz kollarınızı yukarı kaldırın ve parmak uçlarınızda yükselin. Biraz bekledikten sonra aynı hareketi tekrarlayın. Bu hareketi de 15 kez tekrarlayın ve egzersizleri bitirin.

Basen Eritme Hareketleri5


Bu ve bunun gibi birçok basen eritme hareketleri boş vakitlerinizi değerlendirmede oldukça yararlıdır ve göreceksiniz ki incelmenizde çok büyük rol oynayacaklardır. Evinizin salonunda günün istediğiniz bir saatinde, bu hareketleri uygulayabilirsiniz. Kadınların en dertli oldukları konu olan kalça yağlarını eritmede uygulanabilecek basen eritme hareketleri, disiplinli bir şekilde uygulandığı takdirde vücudunuzdaki farkı görmeniz fazla uzun sürmeyecektir.


Basen eritme diyeti...

Malzemeler

2 fincan kırılmış fındık
*2 fincan yulaf tanesi
1 fincan buğday
1 fincan çekirdeksiz kuru üzüm
1 fincan ayçiçek tohumu,
1 fincan badem
1 fincan ince kıyılmış kuru kayısı

Hazırlanışı

Tüm malzemeleri iyice karıştırıyoruz ve blendırdan geçiriyoruz. Hazırladığımız karışımı bir bardak soğuk süte ilave ederek tüketiyoruz.

Basen eritmek için her gün özellikle sabah kalktığınızda ılık suyun içine bir miktar bal ve limon katın ve 1 su bardağı için.

Basen bölgesindeki yağları eritmek için neler yapılabilir?

Her gün egzersiz yapmaya çalışın.
Bolca sıvı tüketin.
Gazlı içeceklerden uzak durmaya çalışın.
Kalorili yiyeceklerden uzak durun.
Şekerli, unlu ve tuzlu mamullerden yememeye özen gösterin.

Doğal Yöntemlerle Basen Eritme;

Malzemeler:

5 yaprak ıspanak

1 adet yumurta akı

2 yemek kaşığı tahin

2 yemek kaşığı süt kreması (marketlerden alabilirsiniz.)

Tüm malzemeleri mutfak robotunda çekip pürüzsüz bir karışım elde edin. Kese yapılmış cildinizde basenler ve popoya masaj yaparak yedirin. Streç filmle sarın. 20 dakika bekletin. Bu sürede ip atlayabilir, yerinizde koşabilir veya evin içinde yürüyebilirsiniz; terlemek basenlerinizin daha da incelmesini sağlayacaktır.

Süre sona erdiğinde streç filmi çözüp ılık suyla basenler ve popoyu durulayın. İyice kuruladıktan sonra nemlendirici krem veya onarıcı etkiye sahip bitkisel badem yağı sürün.

Önemli bilgiler;

*Basenleriniz istediğiniz seviyeye gelene kadar birer gün arayla bu maskeyi yapmalısınız.
*Eğer uygulama yapılacak bölge büyükse malzemeleri iki katına çıkarmalısınız.
*İyi sonuç almak için günde 3 litre su için.



Daha Güzel Bir Vücut İçin Göğüs Sıkılaştırma... 

Doğumda ve genetik olarak zaman içinde sıkılığını kaybeden göğüsler, kendinize olan güveninizin azalmasına ve çıplakken kendinizi beğenmemenize neden olabilir. Yüksek Topuklar ekibi olarak göğüsleri sıkılaştıran süper önerilerimiz var. Sıkı göğüslerle kendinizi yeniden harika hissedebilirsiniz.

Göğüsleri sıkılaştıran 11 süper öneriyi öğrenmek için sonraki butonu veya fotoğrafların üzerine tıklayın.

Çok sıcak su ile duş almayın.

Düzenli olarak yüzün.

Her banyo sonrası soğuk su ile göğüslerinize masaj yapın.

Bedeninize uygun sütyen kullanın.

Sütyensiz spor yapmayın.

Sürekli yüz üstü yani göğüslerinizin üstüne yatarak uyumayın.

Çok sık kilo alıp vermeyin.

Düzenli olarak nemlendirici ve sıkılaştırıcı kremle masaj yapın.

Boyun, omuz ve kol çalıştırıcı egzersizler yapın.

Dik Göğüsler İçin Doğal Destek...

Doğal ürünler ve düzgün beslenmeyle diri ve biçimli göğüslere sahip olabilirsiniz. Eczanelerde reçetesiz olarak satılan göğüs büyütücü bitkisel tabletlerin içinde şevket otu, karahindi bağı, melek otu, beş parmak otu gibi bitkiler bulunuyor. Bilim adamları, bu otların yenerek tüketilmesinin de olumlu sonuç verebileceğini söylüyor.

Uzmanlar, daha diri göğüslere sahip olmak isteyenlerin tüketmeleri gereken besinleri ise şöyle sıralıyor: “Sarımsak ve fesleğen gibi lezzet vericiler; soya gibi kuru baklagiller; buğday ve pirinç gibi tahıllar; bezelye, havuç ve patates gibi sebzeler; hurma, nar, vişne ve elma gibi meyveler. İçecek olarak kahve.”



İşte neştersiz güzelliğin sırları:

Günde 2 kere, öğünler arasında 1 bardak ananas suyu için. Ananasın içerdiği maddeler dokuları gerginleştirir.

Ayrıca her gün düzenli olarak yapılan soğuk duş ya da buz masajı bağ dokusunu güçlendirir. Göğüslerin kesinlikle formda kalmasını sağlar.

Soyulmuş elma ise dekolteye tat katar. Meyve asitleri ve C vitamini kolajen üretimini harekete geçirir ve küçük kirleri temizler. Elmayı dilimleyin, dekoltenize yerleştirin. 20 dakika bekletin, soğuk suyla durulayın.

Masaj, bağ dokusunu güçlendirir. Ellerinize aromatik vücut yağı sürün. Sağ elinizle sol göğsünüzü, sol elinizle de diğer göğsünüzü ovarak masaj yapın. Ayrıca, duruş çok etkilidir.

Sahip olduklarınızı göstermekten kaçınmayın. Karın içeri, göğüs dışarı kuralına uyun.

Omuzlarınızın vücudunuza göre orantılı olmasını istiyorsanız, her gün 1 kase yoğurt yiyin.



Göğüsleri sıkılaştıran maske...

Doğal malzemelerle hazırlanan göğüs sıkılaştırıcı maskeyi haftada 1 kez ve düzenli olarak uygulamalısınız.

Malzemeler; 6 adet çilek ve 1 adet yumurta akı

Uygulama; Malzemeleri mutfak robotuna alın. Kıvamı koyulaşana kadar çekin. Maskeyi göğüslerinize sürün. 15 dakika bekletin. Soğuk suyla durulayın.

Bayanlarda Göğüsleri Sıkılaştıran Ve Sarkmasını Engelleyen Egzersizler

Bayanlarda göğüsleri sıkılaştıran ve sarkmasını engelleyen egzersizler ile göğüslerin daha dik durması sağlanabilir ve sarkma problemleri bu egzersizler devamlı yapıldıklarında ortadan kalkar.

Bayanların Göğüsleri Neden Sarkar?

Bunun sebebi yer çekimidir. Henüz ergenliğe girmemiş bir kızın göğüsleri dik ve küçüktür. Zaman içerisinde göğüslerde oluşan damarlar, yağlanma ve süt kanallarının oluşmasıyla göğsün hacmi genişlemekle birlikte ağırlığı artmaktadır. Bu sebeple yer çekimine yenik düşen göğüsler derinin gerilmesiyle birlikte aşağıya doğru sarkma eğilimi gösterirler. Göğüslerin dik durmasını sağlayan kaslar omuzlarımız arasında ve göğsümüzün iç tarafında bulunmaktadır. Bu kasların güçlendirilmesiyle kaslar daha toplu bir hal alacağından dolayı göğüslerimizi de yukarıya doğru toparlanacaktır.

Bu durumu hızlandıran etmenlerden birisi sık sık kilo alıp vermektir. Göğüs çevresinde bulunan derinin sürekli olarak gerilip geri toparlanması sonucunda bir deformasyon meydana gelir ve bir müddet sonra zayıflasak da deri toparlanamaz.

Bir diğer etmen doğum sayısının çok fazla olmasıdır. Doğum öncesinde bölgedeki damarların artmasından dolayı bu bölgede bir genişleme söz konusu olmaktadır. Süt vermeye başladıktan sonra bir miktar küçülmekte ve doğum sayısı arttıkça bu durum tekrarlanmaktadır. Menopoz dönemi etmenlerden bir diğeridir. Bu dönemde “meme dokusu” azaldığından dolayı bir sarkma meydana gelmektedir. Böyle bir durumda meme sıkılaştırma hareketleri yapılmalıdır.



Göğüs Sarkmasına Karşı Yapılacak Egzersizler

Göğüs kaslarımızın geliştirilmesi için yapılan egzersizlerde özellike bir top, yastık veya ağırlığa karşı direnç göstermek önemlidir. Göğüs ve sırt bölgemizde bulunan kasların geliştirilmesiyle birlikte daha diri bir görüntü sağlanabilir. Esas önemli olan husus bu egzersizlerin düzenli ve davamlı olarak yapılmasıdır. Aksi takdirde güçlenen kaslar tekrar gevşeyecek ve eski konumunu alacaktır.


Elle göğüs sıkıştırma
Bu egzersiz oturarak veya ayakta yapılabilir. Ellerimizi birbirine doğru bastırarak uygulanır. 5 sn sıkıp, 5 sn bırakarak dilediğimiz kadar tekrar yapabiliriz.

Top ile göğüs sıkıştırma
Biraz önce yapmış olduğumuz hareketi bu sefer pilates topu ile yapıyoruz. Eğer bu top elimizde yoksa bunun yerine evde bulunan sert bir yastığı kullanabiliriz. Dirseklerimiz yanlara açık pozisyonda topu bastırıyoruz, sonra iki elimizle sıkmaya devam ederken ileriye doğru uzatıyoruz. Tekrar geri çekip ellerimizi gevşetiyoruz.

Çember ile göğüs sıkıştırma
Pilates çemberi ile arkamızda ellerimizi birleştirip sıkıyor ve bırakıyoruz. Bu hareket göğüs kaslarımızla birlikte omuz kaslarımızı ve sırt kaslarımızı da geliştireceği için göğsümüzü destekleyen tüm kasları çalıştırmış olacağız.

Lastikle göğüs sıkıştırma
Arkamızda bir noktaya sabitlediğimiz spor lastiğimizi tutamaklarından tutarak ileriye doğru uzatıyoruz, kollarımız gergin pozisyona gelince tekrar dirseklerimiz geriye doğru yavaşça gidiyor ve ellerimiz göğüs hizasına gelince tekrar ileriye uzatıyoruz.

Dumbell chest press
Sırtımızın altına koyacak pilates topumuz yoksa yere sırt üstü de uzanabiliriz. Dumbell ları aşağıya doğru dirseklerimizi kırılarak indiriyoruz. Ellerimiz göğsümüzün yanlarına doğru aşağıya geliyor ve göğsümüzle aynı hizaya gelince tekrar dumbell ları yukarıda birleştiriyoruz.

Dumbell flies
Ellerimizde bulunan dumbell ları iki yana açıyoruz ve yukarıda birleştiriyoruz. Kollarımızın kırıklığı hareket süresince değişmemelidir. Dirsekler hafifçe kırık pozisyonda harekete devam edilecektir. Dirseklerimiz yere değdiğinde tekrar yukarıya kaldırabiliriz.

Duvar şınavı
Şınav hareketinin basitleştirilmiş şeklidir. Ellerimiz omuz genişliğinde açık olarak duvara yaslanıyoruz. Duvara 1 m mesafede durmamız yeterli olacaktır. Yüzümüz duvara yaklaşınca tekrar kollarımız dümdüz oluncaya kadar geriye gidiyoruz. Vücudumuz belden bir esneme yapmamalıdır. Hareket süresince vücudumuz ayaklarımızdan boynumuza kadar dümdüz olmalıdır.

Diz sabit şınav
Dizlerimiz yerde sabit olacak şekilde biraz önce duvarda yaptığımız hareketi şimdi yerde yapıyoruz. Ellerimiz omuz genişliğinden biraz daha açık vaziyette bulunacak. Böylece göğüs arasında bulunan kasları çalıştırmış ve ortaya doğru bir gerginlik sağlamış olacağız.

Butterfly
Kelebek makinesi ile göğüs kaslarımızı içe doğru sıkıştırmamız mümkün olacaktır. Bu hareket göğüslerin yanlara doğru olan ayrılığını kapatmaya da yarayacaktır. Kollarımızı birleştirirken vücudumuz hareket etmemelidir. Hareket sadece kollarımızda olmalıdır.

Dips
İleri seviye bir göğüs hareketidir. Hareket esnasında aşağıya eğildiğimizde vücudumuz yere bir miktar açı yapmalıdır. Dirseklerimiz 90 derece olunca tekrar yukarıya kalkmalıyız. Spor geçmişi olmayan bireylerin denemesi uygun değildir. Ancak göğüs kasları için mükemmel bir harekettir.
  
Göğüslerin Şeklinin Bozulmaması İçin Yapılması Gerekenler

Sütyen yer çekimine karşı yapılmış olan mükemmel bir icattır. Sarkmaları engelleyerek derinin gerilmesini engeller. Sadece gündüzleri değil geceleri de takılması uygundur çünkü özellikle yan yatıldığı durumda sütyen olmadığı zaman göğüs arasında kırışıklıklar oluşmaya başlayabilir. Göğüs arası özellikle yazın güneşe çok maruz kalmaktadır ve buradaki derinin çok ince olmasından dolayı aşırı güneş deride hızlı yaşlanmaya sabep olacaktır.

Günlük olarak yapılan duşun ılık, mümkünse soğuk su ile yapılması göğüs derisinin uyarılmasını ve böylece gerilmesini sağlayacaktır. Düzenli olarak bu şekilde yapılan duş bu bölgenin daha gergin ve sarkmalardan uzak olmasını sağlayabilir. Duş sonrası mutlaka nemlendirici kremler kullanılmalıdır.


Spor dallarından göğüslerin dik kalmasına en çok faydalı olanları yüzme ve ağırlık sporlarıdır. Bu spor dalları göğüs kaslarını yoğun bir şekilde çalıştırmaktadır ve daha diri bir bedene sahip olmayı sağlamaktadır. Herhangi başka bir spor dalı ile uğraşıyorsanız bile mutlaka ağırlık egzersizlerini spor programınıza dahil etmelisiniz. Yukarıda anlattığım hususlar ile göğüslerde sarkmalar azalacak ve göğüsler daha sıkı bir hal alacaktır. Göğüslerinin büyüklüğünden şikayet edenler ise bu egzersizler ile bu bölgedeki yağ dokusunu azaltarak göğüs küçültme yoluna gidebilirler.



Daha Güzel Bir Vücut İçin Göbek Eritme...

Karın Eritme Egzersizleri

Göbek veya karın eritme en büyük problemlerimizden biridir maalesef, vücuttaki yağların en zor eriyen bölgesi olarak da bilinir. Fit bir vücuda sahip olmak herkesin hayalini kurduğu bir şeydir. Bunu gerçekleştirmek için dikkat edilecek birkaç nokta ve yapılacak basit egzersizler yeterli olacaktır. Öncelikle karın eritme hareketleri, herkesin kolaylıkla uygulayabileceği cinsten hareketler olarak görülmelidir. Kalıcı zayıflığa ulaşmak için günde 20 dakika yeterli olur.

Karın eritme, bir problem olmaktan 20 dakikada çıkmaktadır. Setler halinde uygulayabileceğiniz 3 basit karın eritme hareketi ile yağlarınızdan kurtulabilir, sert karın kaslarına sahip olabilirsiniz. Başlangıç olarak, bu 3 temel hareketi birer set uygulamanız yeterli olacaktır. İyi bir temel oluşturacağınız bu hareketlerin set sayıları, ilerleyen zamanlarda artırılabilir.

İlk hareketimiz için, topuklar havada kalacak şekilde sırt üstü uzanın. Bacaklarınızı dik konumda kalmak koşuluyla havaya kaldırın. Kalçanızı 15 cm kadar havaya kaldırın ve yavaşça indirin. Bir sette 15-20 defa aynı hareketi tekrarlayarak başarıya ulaşabilirsiniz.

Karın Eritme

İkinci hareketimiz, ters crunch. Karın eritme hareketleri arasında oldukça popülerdir. Mekik hareketine oldukça benzer olan ters crunch yağ yakımında… oldukça başarılı olmaktadır. Sırtüstü uzanın, bacaklarınızı kaldırın ve diz ekleminden bükün. Bir sandalyede oturuyormuşsunuz gibi pozisyon almalısınız. Pozisyonunuzu bozmadan, dizlerinizi alnınıza doğru çekin ve tekrar eski konumuna getirin. Yine 15-20 tekrar yeterli olacaktır. Hareket konusunda deneyim kazandıktan sonra, dizlerinizi alnınıza değdirecek şekilde zorlayabilirsiniz.

Karın Eritme

Son olarak ise destekli crunch hareketinden bahsedebiliriz. Destekli mekik hareketi olarak bilinen bu harekette, yere sırtüstü uzanın ve bacaklarınızı bir desteğin üzerine uzatın. Ellerinizi göğsünüzde veya başınızın arkasında birleştirin. Bacaklarınızın pozisyonunu bozmadan, yerden 10-15 cm omuzlarınızı kaldırın. Karın kaslarınızda baskı hissetmeniz, hareketi doğru uyguladığınızın göstergesi olacaktır. 15-25 tekrar, oldukça verimli sonuçlar almanızı sağlar.



Karın Eritme ve Beslenme

Karın eritme, sadece egzersiz yapmayla uygulanmamalıdır. Aynı zamanda yediğiniz içtiğiniz besinlere de özen göstermelisiniz. Egzersizle birlikte, aşağıda belirtilen noktalara dikkat ettiğiniz takdirde, birkaç hafta içinde dümdüz bir göbeğe sahip olabilirsiniz.

Günde en az 3 öğün yemeye özen göstermelisiniz. Bu öğünler içinde kahvaltıya ayrı özen göstermeniz gerekmektedir. Ara öğünlerde ise bol bol meyve ve sebze tüketmelisiniz.

Yemek için asla acıkmayı beklemeyin. Çok acıkmak çok yemeyi beraberinde getirir. Bu yüzden, öğün sayısını artırarak az porsiyon yemek en sağlıklı yöntem olacaktır. Gün içinde en az 1,5 litre su içmeye özen göstermelisiniz. Ayrıca, sıcak suya karıştırılacak limon suyuyla güne başlamak, oldukça faydalı olacaktır.

Şeker, hem sağlığı olumsuz etkiler hem de göbek oluşumunu tetikler. Beyaz ekmekte bulunan şeker oranı tehlikeli seviyededir. Bu yüzden, kepekli ekmek tüketimine özen gösterilmelidir.

Şeker gibi, tuz da vücuda zararlıdır. Tuzlu gıda tüketiminden uzak durulması yararlı olacaktır. Lokmalarınız küçük olsun. Küçük lokmaları iyi çiğneyerek yutun. Midede sindirime yardımcı olacaktır.


Çoğu insan, tatlı tüketimini ayarlayamaz. Tatlı ihtiyacı hissettiğinizde, şerbetli veya sütlü tatlıların yerine, lifli bisküviler ve meyvelerden yardım alabilirsiniz. Karın eritme kahvaltısı ise şu şekilde olabilir; Az yağlı veya yağsız ılık süt içine tarçın atabilirsiniz. Lifli gıdalardan biri olan yulaf, hem tok tutacak hem de metabolizmanızın hızlanmasını sağlayacaktır. Yoğurt, her dönemde tüketilmesinde sakınca olmayan bir besin çeşididir. Sindirimi kolaylaştıran yoğurt, kahvaltı başta olmak üzere her öğünde tüketilebilir. Yumurta, protein bakımından en zengin besindir. Bol yağ bulunduran sarı kısmından uzak kalmak şartıyla, yumurta tüketiminde bir sınırlama söz konusu değildir. 

Sağlıklı beslenmek karın eritme için oldukça faydalı olacaktır. Canınız yağlı yiyecekler çektiğinde, bunu doğal bir şekilde halledebilirsiniz. Avokado, fındık, zeytin, çekirdek ve bitter çikolata, az tüketilmek şartıyla, yağlı yiyecek ihtiyacınızı karşılayacaktır. Son olarak, yeşil çay tüketimini artırabilirsiniz. Hem iyi bir antioksidan hem de kan şekerini düzenleyen yeşil çay, düz bir karna sahip olmanız için oldukça etkili bir içecektir.

Bitkisel yağ karışımını, göbeğinizi istediğiniz ölçüde eritene kadar her gün düzenli olarak kullanmalısınız. Kürü cildinize uyguladıktan sonra terlemeyi hızlandırıcı hareketler yapmak, daha kısa sürede başarıya ulaşmanızı sağlayacaktır.



Göbek eritmek kürü için ihtiyaç duyulan malzemeler şöyle; 

1 yemek kaşığı susam yağı, 
1 yemek kaşığı biberiye yağı, 
2 yemek kaşığı tatlı badem yağı,
Streç film.

Peki, bu bitkisel yağlar ve streç film ne işe yarıyor? 

Biberiye yağı; bölgedeki kan dolaşımını hızlandırarak yağ yakımı sağlıyor. Tatlı badem yağı; cilt hücrelerinin yenilenmesini ve sarkmaları önlüyor. 

Susam yağı; cilt yüzeyini hem içeriden hem dışarıdan onarıyor. Streç film ise göbek bölgesinin sıkılaşmasını ve bitkisel yağların cilde derinlemesine nüfuz etmesini ve terlemeyi sağlıyor.

Göbek eritme kürünün uygulanışı;

Susam yağı, tatlı badem yağı ve biberiye yağını cam bir kasenin içerisinde iyice karıştırın. Bel ve göbek bölgenize masaj yaparak sürün. Streç filmle, karnınızı içeri doğru çekerek sıkıca sarın. Bu şekilde en az 2 saat bekletin. İsterseniz bitkisel karışımı gece uyumadan sürebilir ve gece boyunca sabaha kadar kalmasını sağlayabilirsiniz. Bu yöntem özellikle çalışanlar için idealdir ve kısa sürede sonuç almayı kolaylaştırır.

Bitkisel yağ karışımını sürüp streç filmle sardıktan bir süre sonra göbek bölgesinde terleme ve hafif kaşıntı hissedeceksiniz, bu çok normal. Kan dolaşımının hızlandığını ve yağ yakımının başladığını gösteriyor. Göbek eritme formülünde başarılı sonuç süresi kişiden kişiye değişmektedir, bazen 2 hafta bazen 4 hafta boyunca her gün düzenli olarak uygulamak gerekir. Şimdiye kadar hem bizde hem de tavsiye ettiğimiz tanıdıklarımızda bu kür çok işe yaradı.

Bitkisel yağları aktardan satın alabilirsiniz. Her birinin tanesi yaklaşık 4-5 TL ve toplamda 12-15 TL’ye göbeğinizden kurtulabilirsiniz. Tüm yağları karıştırdığınızda elde edeceğiniz kür; ortalama bir göbeği eritmek için yeterli oluyor. Bitkisel yağ karışımını sürdükten sonra mekik çekmek, yürüyüş yapmak gibi hareketlerle daha kısa sürede göbeğinizi eritebilirsiniz.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder